Episoder
-
Üzücü bir haber: Ayhan Türkiye’ye taşınacağı için Radio D’ye veda eder. Radio D çalışanları Ayhan’a bir sürpriz hazırladıkları halde, veda eğlencesi neşeli geçmez.
Paula sabah büroya geldiğinde bir parti hazırlığıyla karşılaşır. Ama partinin sebebi hiç hoşuna gitmez: Ayhan Radio D’yi bırakıp Türkiye’ye babasına yardım etmeye gidecektir. Kısa bir veda konuşması yapılır ve Ayhan’a arkadaşı Eulalia’yı hatırlatacak bir hediye verilir.
Profesör günün şerefine bu bölümde gramer dersinden vazgeçiyor. Ama birleşik isimlere dair bazı notları dile getirmekten de kendini alamıyor. -
Muhabirler „getürkt“ kelimesinin anlamını araştırırlar. Bunun için her geminin özel bir şekilde selamlandığı sıradışı bir limana giderler.Willkomm-Höft limanında tüm gemiler bayrağını taşıdıkları ülkenin milli marşıyla karşılanırlar. Paula ve Philipp bir radyo oyununda bu adetin köklerine uzanırlar. „Getürkt“ kelimesinin olası bir açıklaması da bu adetle ilgilidir. Bu arada redaksiyonda Ayhan baykuşlar hakkında bir kitap okumakla meşguldür.Eulalia okuyamadığı için, Ayhan ona kitap okuyor. Bu bölümde de konu fiil önekleri. Fiilin anlamı önekle nasıl değişiyor?
-
Mangler du episoder?
-
Baykuş Eulalia, muhabirlerin dikkatini doğru yöne çeker. Philipp ve Paula olayın içinde Hamburg Gazetesi’ndeki meslektaşlarının parmağı olduğunu ortaya çıkarırlar. Philipp’in kullandığı bir kelime Paula’yı öfkelendirir.
Paula, Philipp ve Eulalia Hamburg Gazetesi’nin limanda köpek balığı hikayesini tirajını arttırmak için sahnelediğini ortaya çıkarırlar. Ardından Philipp ve Paula arasında bir kelimenin kullanımıyla ilgili bir tartışma yaşanır. Philipp Paula’yı yumuşatmak için onu Willkomm-Höft’e davet eder.
Philipp kelimelerini daha dikkatli seçseydi, Paula ona kızmazdı. Fiil öneklerinde de bazen küçük nüanslar önemli. Bazı önekler fiilin anlamını değiştiriyor. Çekimli fiilerde önekin fiilden ayrı kullanılmasına da dikkat edilmeli. -
Paula ve Philipp limandaki sözde köpek balığı bilmecesini çözer ve bir sahtekarlığı daha ortaya çıkarırlar. Baykuş Eulalia’dan ise beklemedikleri bir yardım alırlar.
Paula ve Philipp kaybolan sörfçüyü ararken bir dalgıçla karşılaşırlar ve köpek balığı bilmecesini çözerler. Dalgıç sırtında bir köpek balığı yüzgeciyle Hamburgluları korkutmuştur. Ama bunu neden yaptı? Bu arada Hamburg’a gelen Eulalia muhabirlere yardımcı olur. O da birşey keşfetmiştir.
Eulalia gözlemiyle geçmiş zaman biçimi Perfekt’e giriş yaptı. Burada özellikle Partizip Perfekt’ in oluşturulmasına dikkat edilmeli. -
Philipp ve Paula köpek balığının izini ararken tuhaf birşey bulurlar: Limanda üzerinde sörfçü olmayan bir sörf tahtası ve kafaları karıştıran bir gazete haberi dikkatlerini çeker.
İki muhabir kalabalıktan uzakta esrarengiz köpek balığı bilmecesini çözmek için araştırma yaparlar. Üzerinde sörfçü olmayan kırık bir sörf tahtası akla kötü ihtimaller getirir. Ardından Hamburg Gazetesi’nde köpek balığının ve meslektaşları Laura ile Paul’un bir fotoğrafını görürler. Ama tüm bunların birbiriyle ilgisi nedir?
En azından gramerde birçok şeyin birbiriyle ilgisi var. Bu bölümde ağırlık „sie“ ve „er“ zamirlerine veriliyor. Bu zamirler de geçen bölümde ele alınan artikeller gibi isime göre değişiyor. -
Dayanılmaz sıcaklıktaki havada, deniz kenarında bir görev Radio D çalısanlarının işine gelir. Paula ve Philipp Hamburg’a giderler. Hamburg limanında bir köpek balığı gözlenmiştir.
Paula, Philipp ve Ayhan’ın işleri kolay değildir. Bürodaki sıcak çekilmezdir ve bir ventilatör dahi yoktur. Compu Paula’nın göl ya da deniz kenarına gitme isteğini kolaylıkla yerine getirir. Muhabirler limanında bir köpek balığı gözlenen Hamburg’a gitmek zorundadırlar. Sözde köpek balığını görmeye gelen kalabalığı geçmek iki muhabir için hiç de kolay değildir.
Profesörün işi de zorlaşıyor. O bu kez dikkatini erkek artikelinin –i haline yoğunlaştırıyor. Olumsuzluk sözcüğü „kein“ da aynı şekilde isme ekleniyor. -
Paula ve Philipp dinleyicilerin fikirlerini sorarlar: Programın konusu: „Yalan söylemek günah mı?“dır. Dinleyiciler, çiftçilerin yaptığı sahtekarlıkla ilgili düşüncelerini söyler, ve çiftçilerin tavrını değerlendirirler.
„Yalan söylemek günah mı?“ Philipp ve Paula buğday tarlasında ortaya çıkan şekillerle ilgili yaptıkları haberin ardından, dinleyicilere bu soruyu yöneltirler. Çiftçilerin aldatmacası kabu edilemez mi, olanlar yoksa saf turistlerin kendi suçu mu? Dinleyicilerin cevapları net.
Redaksiyonun evet veya hayır ile yanıtlanabilecek sorusunun aksine, profesör 3 farklı yanıtı olabilecek bir konuya eğiliyor. Almancada disi ve erkek isim gruplarının dışında bir de cinssiz isimler var. Bu ayrım „der“, „die“ ve „das“ artikelleriyle anlatılıyor. -
Tarladakı esrarengiz şekilleri çiftçiler yapmış olsalar da Eulalia, UFOların varlığına inanır. Paula ve Philipp köylülerle konuşmak için köy birahanesine giderler.
Paula ve Philipp buğday tarlalarındaki şekillerle ilgili dolandırıcılığı ortaya çıkarsalar da, gerçekten de UFO’ların olup olmadığından emin değiller. UFO kısaltması ne anlama geliyor? Eulalia sorunun yanıtını bilir ve daha önce bir UFO gördüğü konusunda ısrar eder. Bunun üzerine muhabirler köyün birahanesindeki müşterilere tarlalardaki şekillerle ilgili düşüncelerini sorarlar.
Birahanedeki müşterilerin geçmişe bakışı, öyküleme biçimi Präteritum’a bakmak için iyi bir fırsat. Bu bölümde düzensiz fiil „sein“, ve tarz fiili „können“ ele alınıyor. Burada özellikle fiil kökündeki sesli harf değişimine dikkat edilmeli. -
Paula ve Philipp esrarengiz şekillerin gerçek nedenini araştırmaya karar verir ve tarlayı gözetlerler. Buldukları şey, bunun uzaylıların işi olmadığını ortaya çıkarır.
Kurnaz tarla sahibi gündüz fotoğraf çekmeleri için turistlerden 5’er Euro alırken, Paula ve Philipp gece ormanda pusuya yatarlar. Orada UFO beklemektedirler. UFO yerine yanlarında bir makine olan iki adam ortaya çıkar. Tarladaki şekilleri turistleri çekmek için onlar mı yaptılar? Nihayet ortaya bir UFO çıkar ve kafaları karıştırır.
Çok yönlü „machen“, „yapmak“ fiili buğday tarlasındaki olaylar kadar kafa karıştırmaz. Bu bölümde Profesör kelimenin çeşitli kullanım olanaklarını sayıyor. -
Paula ve Philipp buğday tarlalarında ortaya çıkan esrarengiz şekilleri araştırır. Bu şekiller bir UFO’nun tarlaya inmesi sonucunda mı oluşmuştur, yoksa birileri, ziyaretçilerin sırtından kâr mı elde etmek ister?
Ayhan büroya geldiğinde, Paula ve Philipp bir röportaj için dışarı çıkmışlardır. Bir buğday tarlasında esrarengiz şekiller ortaya çıkmıştır, kimse bu şekillerin nasıl oluştuğunu açıklayamaz. Muhabirler gibi birçok turist de bu sıradışı olaya ilgi duyar. Köylüler de hemen bu olaydan nasıl kar sağlayacaklarını bulurlar.
Kalabalıkta birçok insan biraraya geliyor. Turistler meraklarını dindirmek istiyorlar, editörler bilmeceyi çözmek istiyorlar, çiftçiler de belki para kazanmak istiyorlar. „Wollen“, „istemek“ tarz fiiline daha yakından bakmanın tam zamanı. -
İki gazeteci Yunan mitlojisinin trajik kahramanı İkarus’un hikayesinden çok etkilenir. Ama dinleyiciler İkarus’un kim olduğunu biliyorlar mı? Muhabirler, İkarus’un hikayesini anlatırlar.
Küçük bir çocuğun Ikarus kostümü Paula ve Philipp’in aklına yeni bir fikir getirir. Yunan efsanesini bir radyo oyununda ele alırlar. Efsane, babası Daidalus’un uyarılarını dikkate almayan Ikarus’un uçarken yere düşüşünü anlatır. Ikarus güneşe fazla yaklaşınca kanatlarındaki balmumu erir ve yere düşer.
Daidalus oğlu Ikarus’a „Flieg nicht zu hoch, flieg nicht zu tief“, „fazla yüksekten uçma, fazla alçaktan uçma“ der. Burada ele alınan emir kipi, talep, uyarı ya da emir olabilir. Ikarus babasının söylediklerini emir olarak algılasaydı, belki yere düşmezdi? -
Paula ve Philipp bir kez daha karnavalla ilgili bir haber yaparlar. Sokakta çeşitli kostümler görürler ve farklı Almanca dialektleriyle tanışırlar.
Büroya geri döndüklerinde Paula, Philipp ve Ayhan’dan intikam alır, ve bunu yaparken karnaval adetlerini kullanır. Ardından Paula ve Philipp karnaval kargaşasında ilginç kostümler hakkında bir haber yaparlar. Mozart’ın „Sihirli Flüt“ operasından Papageno ve yunan mitolojisi kahramanı İkarus ile karşılaşırlar.
Karnavalda Philipp ve Paula farklı bölgelerden insanlarla, ve onların diyalektleriyle tanışırlar. Bu diyalektleri yakından inceleyebilirsiniz. -
Philipp’in sağlığı sanılanın aksine iyidir ve kendini Karormanlar’daki karnaval eğlencesinin akışına bırakır. Paula ise karnaval adetleriyle boğuşmaktadır.
Philipp Karnaval atmosferinin keyfini çıkarır. Kargaşa, Philipp’i ve onun kaybolan arabasını bulmak zorunda olan Paula’yı farklı etkiler. Kılık değişikliği de onun işini zorlaştırır. Sinirleri zaten yıpranmış olan Paula’ya bir de Ayhan kötü bir şaka yapar.
„Olmak“ „sein“ fiilinin fonksiyonları, tıpkı karnavaldaki kostümler kadar çeşitli. Bu bölümde farklı fiil tümleclerine göz atılıyor. -
Radio D bürosunda karnaval coşkusunu herkes aynı ölçüde paylaşmaz. Compu’nun verdiği araştırma görevi muhabirleri karnavalın coşkuyla kutlandığı Karaormanlar’a götürür. Paula buna sevinmez.
Almanya’nın bazı bölgelerinde yoğun bir şekilde kutlanan karnaval, Rosenmontag günü Radio D bürosunda fikir ayrılıklarına neden olur. Paula Philipp’in heyecanını paylaşmaz, ve onun cadı kostümünü gülünç bulur.
Philipp bir araştırma yapmak için Karaormanlar’a gidilmesi gerektiğini duyunca sevinir. Oradan cadı kostümlü kişilerin karnaval kargaşasında otomobil çaldıkları haberi gelmiştir. İki gazeteci canlı röportaj yapmayı planlarlar ancak bu hevesleri kursaklarında kalır. Zira Philipp cadılar tarafından arabadan çıkartılır ve kaçırılır.
Almanca’da cümle dizilişi karnaval günleri kadar karmaşık değil. Özne ve yükleme bakarak durumu açıklığa kavuşturalım. -
Birşeyi anlamayınca sormak iyi bir çözüm yoludur. Profesör dinleyicilerin önceki bölümlerle ilgili sorularını yanıtlıyor: İçeriğin tekrar edilmesi ve bilgilerin derinleştirilmesi için güzel bir fırsat.
Dinleyiciler sorar, profesör yanıtlar. Her soruya ayrıntılı cevap verir. Bu, dinleyicilere içeriği tekrar etmek ve bilgilerini derinleşttirmek, veya sadece hep sormak istedikleri birşeyi sormak için mükemmel bir fırsattır.
Dinleyicilerin soruları: Hangi durumda hangi hitap şekli uygundur? Kime „Sen“, „Du“ derim, kime „Siz“, „Sie“ derim?
Kişi kendini nasıl tanıtır? Ne zaman adımı, ne zaman soyadımı kullanırım? „Denn“, „doch“ ve „eigentlich“ ne anlama geliyor ve „nicht“ ile „nichts“ arasındaki fark ne? -
Eulalia adı nereden geliyor? Compu, Ayhan ve Josefine Eulalia’nın anlamını araştırırlar, ve birkaç yanıt bulurlar. Baykuşun varlığından haberdar olan bir ispanyol iş arkadaşları da onlara yardımcı olur.
Baykuş Eulalia, adının ne anlama geldiğini öğrenmek ister. Radio D çalışanları işe koyulurlar ve Eulalia’nın Yunanca’ya dayandığını bulurlar. Ispanyol redaksiyonunda çalışan Carlos da bu konuda ilginç bilgiler verir. Carlos aynı adı taşıyan bir azize tanıyordur.
Redaksiyonda yine yanıtsız birçok soru var. Bu, soru zamirli ve soru zamirsiz soru cümlelerine göz atmak için iyi bir vesile. Soru cümlesinin vurgusu da önemli. -
Philipp müzikalde Kral Ludwig’i canlandıran oyuncuyla karşılaşır ve kendisiyle bir röportaj yapmak ister. Oyuncunun sesi Philipp’e tanıdık gelir. Bu arada Radio D bürosuna da sürpriz bir ziyaretçi gelir.
Philipp Neuschwanstein Sarayı’nda Paula’nın yardımını almadan da kendini Kral Ludwig olarak tanıtan adamın kim olduğunu çözer: Bu kişi Kral Ludwig Müzikali’ndeki oyuncudur. Philipp firsattan istifade oyuncuyla röportaj yapmak ister. Radio D’ye geri döndüğünde ise sıradışı bir ziyaretçiyle karşılaşır. Büroda konuşan bir baykuş vardır.
Bu bölümde Philipp için birçok sürpriz var. Birçok kez „Buna inamıyorum“, „Das glaube ich nicht“ ve „Bunu bilmiyorum“, „Das weiß ich nicht“ diyor. Olumsuzluk eki „nicht“i incelemek için bir fırsat. -
Philipp de esrarengiz adam bilmecesini çözecek bir ipucu bulur. Gazetede Kral Ludwig hakkındaki bir müzikalin reklamını görür. Oraya giderken tüm dünyadan turistlerle söyleşi yapar.
Paula Berlin’deki büroda otururken, Phillip Münih’tedir. İş arkadaşlarının keşfinden habersizdir. Ama Phillipp de bilmeceyi çözmek için doğru yoldadır. Kral Ludwig hakkındaki bir müzikalin afişi dikkatini çeker. Müzikale giderken otobüste turistlere müzikalden beklentilerini sorar.
Bu bölüm dinlema-anlamayı çalıştırıyor. Otobüste çeşitli diller arasından Almanca’yı ayırt etmek gerekiyor. Ayrıca fiilin arkasındaki olumsuzluk eki „nichts“ ele alınıyor. -
Paula ve Philipp sarayda Kral Ludwig olduğunu iddia eden adamla konuşurlar. Ama ardından Paula ilginç bir şey tespit eder. Esrarengiz yabancının gerçekte kim olduğunu bulur.
İki muhabir, yeniden canlandığı iddia edilen Kral Ludwig’le canlı röportaj yapmayı başarır. Buna rağmen esrarengiz adamın gerçek kimliği hala meçhuldür. Paula büroya döndüğünde, bir reklam sayesinde bilmeceyi çözer: Reklamdaki ses Paula’ya tanıdık gelir.
Kimin ya da neyin sevildiğini söyleyebilmek için bir „fiil eki“ gerekir: -i halindeki tümleç. -
Paula ve Philipp romantik Bavyera Kralı Ludwig’i ve onun sevdiği şeyleri tanıtırlar. Gece yapılan kızak gezileri, çılgın eğlenceler ve tuhaf icatlar, Ludwig ve yaşadığı dönem hakkında bir izlenim verir
Muhabirler dinleyicileri 19. yüzyıla götürür ve onları hayalperest Kral Ludwig’le tanıştırırlar: Doğaya ve Richard Wagner’in müziğine duyduğu sevgi ile kuzeni, efsanevi imparatoriçe Sissi’ye olan yakın bağı. Ludwig’in kendi tasarladığı orjinal bir masa şaşkınlığa neden olur.
Bu bölümde konu Ludwig’in sevdiği şeyler etrafında dönüyor – „sevmek“ , „lieben“ fiilini ele almak için iyi bir fırsat. Aynı ekler „gelmek“, „kommen“ fiili için de geçerli, bu nedenle o da aynı zamanda işleniyor. - Se mer