Episodit
-
Deniz Yüce Başarır, Ben Okurum’un bu bölümünde dinleyicilerini Berlin’e doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Sanat eleştirmeni Kirsty Bell’in genel okura hitap eden ilk kitabı olan ve onu aniden bir edebiyat yıldızı haline getiren Dip Akıntıları’nın izinden giden bu yolculukta Başarır’a, yıllardır Berlin’de yaşayan edebiyat ajanı ve yazar Barbaros Altuğ eşlik ediyor. Bell’in yeni taşındığı apartman dairesindeki su sızıntısından yola çıkarak kurduğu anlatı, şehrin tarihine, travmalarına, yaşadığı tüm şiddete ve politik çalkantılara uzanıyor. Bir yanıyla kişisel, diğer yanıyla da gerçek bir araştırma kitabı olan Dip Akıntıları hakkındaki bu sohbet sayesinde hem birçok yeni bilgiye ulaşacak hem de kendi şehrinize başka bir gözle bakmaya başlayacaksınız. Elbette her zaman olduğu gibi Başarır’ın seslendirdiği bölümler de kitabı okuma isteği uyandıracak.
-
Ben Okurum’un bu özel bölümüne Deniz Yüce Başarır bu kez konuk olarak katılıyor. Sosyal medyada yaptığı duyurunun ardından ben okurum dinleyicilerinden gelen soruları ona eşi, yazar Başar Başarır yönlendiriyor. Ben Okurum’un yaratıcısını daha yakından tanıyacağınız, edebiyat, yayıncılık dünyasından haberler alacağınız, bazen hayat hakkında derin düşüncelere dalacağınız, bazen de kahkahalar eşliğinde hayatla dalga geçeceğiniz bu neşeli sohbette kendinizi Başarır ailesinin oturma odasında hissetmeniz çok mümkün. Bir çiftin tatlı didişmelerine de tanıklık edeceksiniz ne de olsa.
-
Puuttuva jakso?
-
Ben Okurum beşinci sezonunun finalini psikoterapist Agâh Aydın konuk oluyor. Ve Deniz Yüce Başarır ile birlikte meslektaşı İngiliz psikanalist Adam Phillips’in Yasak Olmayan Hazlar adlı kitabından yola çıkarak yasaklara, kurallara, hazlara, kısaca hayata dair derinlikli bir sohbete imza atıyor. Phillips’in kendine has üslubunun da bol bol konu edildiği bölüm hayat hakkında düşünmeyi sevenleri mest edecek. Elbette, Yasak Olmayan Hazlar’dan en düşündürücü bölümler eşliğinde.
-
İngiliz Edebiyatı’nın en önemli eserlerinden biri olan Middlemarch var ben okurum’un bu bölümünde. Asıl adı Mary Ann Evans olan George Eliot’un başyapıtı olarak kabul edilen eseri Virginia Woolf, “İngiliz edebiyatında yetişkinler için yazılmış tek roman” olarak tanımlamış. Deniz Yüce Başarır, konuğu Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Başak Demirhan ile birlikte bu sıra dışı yazarı ve onun bir kasabadan yola çıkarak tüm İngiliz toplumunun portresini çizdiği derinlikli romanını tüm detaylarıyla masaya yatırıyorlar. Elbette her zamanki gibi Başarır’ın seslendirdiği satırlar da onlara eşlik ediyor.
-
Türkiye’nin rock yıldızı Teoman’ın konuk olduğu bu ben okurum bölümüne, Kuzey İrlandalı yazar Michael Foley’nin kaleme aldığı Saçmalıklar Çağı adlı kitaptan yola çıkarak çağımızı ve bu çağda ayakta kalmaya çalışan insanı anlamaya çalışan bir sohbet egemen oluyor. Felsefe, psikoloji, edebiyat alanlarından bol referans kullanarak zengin bir içerik sunan kitabın izinden ilerlerken, ortaya aynı zamanda bir rock yıldızının kimliği de çıkıyor. Deniz Yüce Başarır’ın sorularıyla hem Saçmalıklar Çağı’nı, hem Teoman’ı, hem de onun ilk romanı Sayın Bay Rock Yıldızı’nın ana karakteri Timur’u tanıyacaksınız.
-
2024 yılının Mayıs ayında kaybettiğimiz Amerikalı yazar Paul Auster’ın anısına bir bölümle geliyor bu kez “ben okurum” kulaklarınıza. Yazarın 14 kitabını dilimize kazandıran deneyimli çevirmen Seçkin Selvi’nin konuk olduğu programda Auster’ın hastalığı sırasında yazdığı son romanı Baumgartner merkeze alınıyor ama sohbet ister istemez genişliyor, genelleşiyor ve bir saygı duruşuna dönüşüyor. Deniz Yüce Başarır’ın, romandan okuduğu bölümlerle de dinleyenleri duygulandırıyor.
-
Ben Okurum dinleyicilerinin sabırsızlıkla beklediği bir bölüm daha geliyor: Aylak Adam. Deniz Yüce Başarır, Türkiye’de modernist edebiyatın öncülerinden kabul edilen Yusuf Atılgan’ın çok sevilen romanını Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğretim üyelerinden Doçent Dr. Zeynep Uysal ile konuşuyor. Varoluş sancılarının, yalnızlığın, sevgi arayışının ve toplum eleştirisinin izindeki bu yolculuk, elbette romandan can alıcı bölümlerle tamamlanıyor.
-
Ben Okurum’un bu bölümü aşk üzerine ama daha çok aşkın felsefesi ya da felsefede aşk üzerine. Programın odağındaki kitabın adı da Aşk Üzerine. Deniz Yüce Başarır, gündelik hayatın felsefesine dair kitaplarıyla geniş bir kitlenin ilgisini çeken Alain de Botton’un ilk romanı olma özelliğini taşıyan bu kitabı, Mimar Sinan Üniversitesi hocalarından profesör Kaan Harun Ökten ile konuşuyor. Tabii Platon, Kant, Kierkegaard isimleri havada uçuşuyor. Kısa bir felsefe tarihi de aşkın elinden tutup ben okurum dinleyicilerini bilgilendiriyor. Elbette Başarır’ın sesinden Aşk Üzerine’den çarpıcı bölümlerinin eşliğinde.
-
Almanya’nın savaş sonrası edebiyatının en güçlü isimlerinden biri ve onun en güçlü eseri var bu kez ben okurum’da. Siegfried Lenz ve Almanca Dersi. Deniz Yüce Başarır, görev tutkusu, sanat ve iktidar ile baba-oğul ilişkisine odaklanan, Nazi Almanyası’nın dar bir grupla büyük bir portresini çizen bu romanı, çevirmeni yazar Ayşe Sarısayın ile konuşuyor. Sohbetin ardından çok ciddi sorular doluşacak kafanıza. Çünkü hem roman hem de ikilinin konuşmaları sizi çok düşündürecek. Elbette yine kitaptan Başarır’ın okuduğu alıntılar eşliğinde…
-
Feminist edebiyatın en önemli romanlarından biri var bu kez Ben Okurum’da. Deniz Yüce Başarır, konuğu oyun yazarı ve eğitmen Ebru Nihan Celkan ile Margaret Atwood’un 1985 yılında yayımlandığından beri çok ilgi gören, televizyon ve sinemaya da uyarlanan romanı Damızlık Kızın Öyküsü’nü masaya yatırıyorlar. Ve tabii söz konusu kadınların sosyal hayattan tamamen silindiği bir distopya olunca, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın hakları ve özgürlükleri konuları da sohbetin odağına yerleşiyor. Başarır’ın kitaptan okuduğu bölümler bile hepimiz için birer ikaz işareti gibi adeta.
-
Bu bölümde Ben Okurum’da Kuzey İrlandalı yazar Maggie O’Farrell’ın bol ödüllü romanı Hamnet var. Deniz Yüce Başarır, romanı oyun yazarı ve yönetmen Ahmet Sami Özbudak ile konuşuyor. Romana adını veren Hamnet’in William Shakespeare’in 11 yaşında hayatını kaybeden oğlu olduğunu belirtmekte yarar var. Ama hikâyede Shakespeare’in adı hiç geçmiyor, sadece öğretmen, yazar, koca, baba, oğul olarak anılıyor. Bu, karısı Agnes’in ve onun büyük acısının, yasının hikâyesi. Bu etkili yas romanı üzerine konuşan ikilinin sohbeti insan duygularından, yazarın maharetine uzanıyor ve sonunda yolları sahne üstünde birleşiyor. Başarır ve Özbudak, İngiltere’de tiyatroya da uyarlanan roman üzerine bir sahne hayali de kuruyorlar bu bölümde. Ve tabii her zamanki gibi, romanın en etkili satırlarından bazıları da Başarır’ın sesinden dinleyenlere ulaşıyor.
-
Deniz Yüce Başarır, Ben Okurum’un bu bölümünde yazar arkadaşı Gaye Boralıoğlu ile birlikte son yıllarda ülkemizde çok ilgi gören Macar asıllı yazar Agota Kristof’un peşine düşüyor. Yazarın, Fransızca kaleme aldığı ilk romanı Büyük Defter ile başlayıp, ikinci kitap Kanıt ve üçüncü kitap Üçüncü Yalan ile süren bu seri ülkemizde tek kitap halinde basılıyor. Yazarın göç, yalnızlık, kötülük gibi temaların çevresinde sade bir dille kurduğu tekinsiz bir masal bu üçleme. Kristof, eserlerini ‘düşman dil’ diye tanımladığı Fransızca’da yazıyor, sadeliği biraz da buradan geliyor. Ama savaşta ve savaş sonrası Macaristan’da yaşananların ve göçün travmasını anlatmak için en uygun dil bu belki de, sade ve mesafeli. Elbette, sohbete her zamanki gibi romanlardan Başarır’ın seslendirdiği satırlar da eşlik ediyor.
-
Ben Okurum’un bu bölümünde Türkçe’nin büyük ustası Yaşar Kemal ve onun unutulmaz roman serisi İnce Memed var. Deniz Yüce Başarır ile konuğu Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı doçentlerinden, edebiyat araştırmacısı Erol Köroğlu usta yazarın eserleri arasında dolaşırken, onun hayat ve edebiyat görüşüne, doğayla ilişkisine, dilinin ve anlatımının zenginliğine, insan sevgisine vurgu yapıyorlar. Yaşar Kemal’in her biri birer destan olan romanlarını sevenler için kaçırılmaması gereken bir ben okurum bölümü bu. Elbette her zaman olduğu gibi Başarır’ın seslendirdiği bölümlerle bu edebiyat lezzeti de pekişiyor.
-
Ben Okurum dinleyicileri bu kez suyun öte yanına kulaç atıyor, Akdeniz esintisini tenlerinde hissediyorlar. Çünkü Deniz Yüce Başarır ve konuğu yazar Defne Suman sohbetlerine onları da katıp, Girit’e doğru uzanıyorlar. İkili, ünlü Yunan yazar Nikos Kazancakis’in en sevilen eseri Zorba ile ‘hayatı nasıl yaşamalı?’ sorusunun peşinden gidiyor. Kazancakis’in kendisiyle girdiği bir tür hesaplaşma olarak da okunabilecek romanla ilgili sohbeti ve Başarır’ın seslendirdiği bölümleri dinlerken, umuyoruz ki, siz de her şeye rağmen hayatı yeniden ya da daha çok seveceksiniz.
-
Suç hikâyelerinin ilk ve en başarılı örneklerinden birine doğru bir yolculuğa hazır mısınız? Ben Okurum’un bu bölümünde Deniz Yüce Başarır, konukları Mesut Demirbilek ve Algan Sezgintüredi ile birlikte ünlü roman kahramanı detektif Sherlock Holmes’u ve tabii onun ortağı Doktor Watson’u masaya yatırıyor. Arthur Conan Doyle’un kaleme aldığı, 1886 yılında yayımlanan Kızıl Soruşturma’dan itibaren okurları kendine sıkı sıkıya bağlayan ünlü kahramanın dört roman, 56 hikâyelik uzun yolculuğunu konuşurken, polisiyenin tarihi, aklın ve gözlem gücünün önemi gibi konular da gündeme geliyor ister istemez. Başarır’ın, çeşitli Sherlock Holmes hikâyelerinden okuduğu satırlarla renklenen sohbet tam polisiye sever okurlara göre.
-
Ben Okurum’un bu bölümünde uzak coğrafyalara doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Afrika edebiyatının son dönemde en ilgi çeken yazarlarından, Portekizce’nin yıldızlarından biriyle tanışıyoruz: Jose Eduardo Agualusa. Deniz Yüce Başarır, onun büyülü gerçeklik akımının etkisinin de gözlendiği ve ülkesi Angola’nın kanlı geçmişinin izini süren ödüllü romanı Bukalemunlar Kitabı’nı şair, oyuncu, sunucu ve tarihçi Pelin Batu ile konuşuyor. Bu tatlı ve dopdolu sohbete elbette, Agualusa’nın güzel cümlelerinden bazıları da eşlik ediyor.
-
Çocuk ve gençlik edebiyatına da zaman zaman uğramayı seven Ben Okurum’un konusu bu kez yolun başındaki okurlara felsefeyi sevdirecek, hayatı sorgulamalarına destek olacak önemli bir kitap dizisi: Çıtır Çıtır Felsefe. 33 kitaplık bu dizinin ele aldığı kavramlar, hayatın özünü oluşturan meseleler. İyi ve Kötü, Ölüm ve Yaşam, Haklar ve Ödevler, Sanatçılar ve Dünya başlıkları bunlardan sadece birkaçı. Deniz Yüce Başarır, seriyi yayımlayan Günşığı Kitaplığı’nın kurucusu ve yazar Mine Soysal ile hem kitapların yazarı Brigitte Labbe, hem yayıncılık hem de çocuklarla felsefe hakkında derin bir sohbete imza atıyor Ben Okurum’un bu bölümünde. Ve elbette Labbe’nin birçok zor meseleyi tatlı bir hikâyeye dönüştürdüğü metinlerden de alıntılar seslendiriyor.
-
Ben Okurum’un bu bölümüne oyuncu, şovmen, yönetmen, yapımcı ve seslendirme sanatçısı Okan Bayülgen konuk oluyor. Storytel için seslendirdiği, dünya edebiyatının en önemli distopyalarından biri olarak kabul edilen Cesur Yeni Dünya’yı hem bir okur hem de bir okuyucu gözüyle değerlendiren Bayülgen ile Deniz Yüce Başarır’ın sohbeti, sadece edebiyat severlerin ilgisini çekmeyecek. Ne de olsa ikili, İngiliz yazar ve filozof Aldous Huxley’nin başyapıtındaki evren üzerinden günümüz dünyası hakkında da bol bol fikir yürütüyor. Ve tabii her zaman olduğu gibi kitaptan can alıcı bölümler de seslendiriliyor.
-
Ben Okurum ‘un bu bölümüne ünlü psikiyatr Yankı Yazgan konuk oluyor. Deniz Yüce Başarır ve Yazgan, İspanya’nın yaşayan en ünlü felsefecilerinden biri olarak kabul edilen Fernando Savater’in Oğluma Ahlak Üstüne Öğütler adlı kitabını merkeze alarak hayat hakkında konuşuyorlar. Savater’in oğlu Amador’a bir mektup olarak kurguladığı eserden yola çıkan ikili, “nasıl hakkını vererek yaşanır?” sorusunun çevresinde dolaşıyor. Edebiyat eserleri, filozofların sözleri, psikologların deneyleri, şiirler… Bu sohbeti renklendiren ve derinleştiren diğer unsurlar. Ve tabii Başarır her zaman olduğu gibi söz konusu kitaptan can alıcı bölümleri de seslendiriyor dinleyenler için.
-
Ben Okurum bu kez, Gotik edebiyatın en bilinen eserlerinden birini getiriyor kulaklarınıza. Deniz Yüce Başarır ve Sıcak Kafa adlı romanıyla tanınan yazar Afşin Kum, ilk kez 1818 yılında, üstünde yazarının imzası olmadan yayımlanan Frankenstein’ı yatırıyorlar Ben Okurum masasına. Neden yazarın imzası yokmuş derseniz… Çünkü o zamanlar henüz 21 yaşında bir genç kadın o: Mary Shelley. “Gerçek Frankenstein kimdir?” sorusunun peşinden giden sohbette, popüler kültürün edebiyatın bazı karakterlerini nasıl tek bir boyuta indirdiği meselesi de konuşuluyor. Korkunç görüntüsü ve tekinsizliğiyle korkunun vücut bulmuş hali olarak kabul edilen Yaratık ve onun yaratıcısı, tutkularına gem vuramayan doktor Frankenstein… Kim onlar? Sevdiğiniz podcastin bu bölümünde gerçek Frankenstein’la tanışacak, Başarır’ın romandan seçtiği ve seslendirdiği satırlar sayesinde onun trajedisine de hakim olacak, ruhuna dokunacaksınız.
- Näytä enemmän