Episódios
-
Bu hafta sinemanın ustalarından Tayfun Pirselimoğlu ile özel bir Podcast/videocast yayını gerçekleştiriyoruz. Kendi üslubuyla benzersiz bir perspektife sahip olan Pirselimoğlu, sinema dünyasındaki deneyimlerini, ilham kaynaklarını ve sanat felsefesini anlatıyor. Tayfun Pirselimoğlu ve Zeynep Atakan film yapım sürecinin inceliklerini başta kendi deneyimlerinden yola çıkarak, kendi tarihçelerindeki son 25 yıl içerisindeki anılarla anlatıyorlar.
Tayfun Pirselimoğlu
Trabzon’da doğmuştur. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Viyana’da Hochschule für Angewandte Kunst’ta resim ve gravür eğitimi almıştır. Yurtiçinde ve yurt dışında birçok sergi açan Pirselimoğlu, kuruluşuna katıldığı bağımsız bir sanat inisiyatifi olan Akademie Genius’ta ve çeşitli platformlarda resim ve sinema (yönetmenlik/senaryo) atölyelerinde dersler vermiştir. Sinema kariyerine senarist olarak başlayan Pirselimoğlu yönetmen olarak ilk kısa filmi Dayım’ı 1999’da, Il Silenzio e d’Oro’yu (Sükut Altındır) 2002’de gerçekleştirmiştir. İlk uzun metrajlı filmi Türkiye-Almanya ortak yapımı Hiçbiryerde’yi 2002 yılında yazıp yönetmiştir. Sonrasında, yönetmen, senarist ve yapımcılığını üstlendiği ‘vicdan ve ölüm’ temalı üçlemesi olan, Rıza (2007), Pus (2009 Türkiye-Yunanistan ortak yapımı) ve Saç (2010 Türkiye-Yunanistan ortak yapımlı) filmleriyle Berlinale Forum, Locarno, Sydney, İstanbul Film Festivali gibi birçok festival tarafından seçilmiş ve ödüller almıştır. Türkiye-Yunanistan-Fransa ortak yapımlı, Ben O Değilim (2013) ve Yol Kenarı (2017) filmleriyle yine birçok ulusal ve uluslararası festival tarafından ödüle layık görülen Pirselimoğlu’nun Türkiye- Fransa- Yunanistan ortak yapımı olan ‘Kerr’ (2021) uzun metrajlı filmi birçok uluslararası festivalden ödüller almış ve 2023 yılı Oscar Akademi Ödüllerine Türkiye’nin adayı olarak seçilmiştir. Aynı zamanda yazar olan Pirselimoğlu’nun sekiz romanı ve üç hikâye kitabı vardır.
-
Bugün podcast/videocast serisinin yeni bölümünde konuğumuz Songül Öden.
Bu bölüm, kariyerini oyunculuk alanında sürdüren herkes için kaçırılmaması gereken bir fırsat sunuyor. Songül Öden ‘in kariyer yolculuğundan, oyunculuk üzerine deneyimlerine kadar birçok önemli başlığa değiniliyor.
Bu ilham dolu sohbet aynı zamanda hayallerine ve mesleki amaca ulaşma yolunda rehberlik edecek öğütler sunuyor.
SONGÜL ÖDEN
Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü Oyunculuk Anasanat Dalı mezunudur ve Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı'nda yarı zamanlı şan eğitimi almıştır. Ankara Sanat Tiyatrosu'nda (AST), Ankara Deneme Sahnesi’nde, Trabzon Devlet Tiyatrosu, Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda ve özel tiyatrolarda çalıştı.
2005-2007 yılları arasında yayınlanan Gümüş dizisinde başrol oynadı ve bu dizi ile dünyada tanındı ve geniş hayran kitlesi edindi.
2011-2014 yılları arasında ‘Desperate Housewifes’ uyarlaması Umutsuz Ev Kadınları dizisinde Yasemin karakteriyle başrolde yer aldı.
2011'de Songül Öden, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu için İyi Niyet Elçisi oldu. UNFPA'nınTürkiye'deki yüzü olarak, tüm savunmasız grupları savunmak için projelerde, saha çalışmalarında aktif olarak yer alıyor. UNFPA'nın çabalarını desteklemek için düzenli olarak tartışma panellerine ve sosyal farkındalık kampanyalarına katılmaktadır.
-
Estão a faltar episódios?
-
Bu haftaki konuğumuz, yeni kuşağın önemli yapımcılarından Seda Özkaraca.
Seda Özkaraca, film üretimi alanında cesaretli ve ses getiren işlere imza atan, önüne çıkan zorlukların hepsini bir deneyim alanı olarak görüp, yapmak istediği her şeyi gerçekleştirmek için çok çalışan ve mesleğini tutkuyla yapan birisi. Seda Özkaraca ve Zeynep Atakan bu sohbette, yıllar öncesine gidiyorlar ve yapımcı-yönetmen ilişkisi, Çilingir Sofrası filminin nasıl pratiklerle gerçekleştirdiklerini, günümüzde bağımsız film yapma durumunu ve gelecekteki projeleri konuşuyorlar. Özellikle ilk filmlerini gerçekleştirmek isteyenler için çok ilham verici bir sohbet.
SEDA ÖZKARACA Kimdir?
İstanbul’da doğdu. Akademi İstanbul ve New York Digital Film Academy ‘de Film and Video Production bölümünü bitirdi. 2013 yılında Warner Bros. ortaklığında çekilen “Çanakkale Yolun Sonu” filminin uygulayıcı yapımcılığını yaptı. Yapımcılığını yaptığı kısa metraj filmleri “Cahide Devekuşu’nun Açık Evliliği” ve “Çukur” ulusal ve uluslararası birçok festivalde yarıştı ve ödül aldı. 2013 yılından itibaren global birçok markanın reklam filmlerinin yapımcılığını yaptı. Kurucu ortağı ve yapımcısı olduğu Witchcraft Films’in ilk uzun metraj filmi olan “Çilingir Sofrası” İstanbul Film Festivali, Adana Altın Koza,Ankara Uluslararası Film Festivali ve SİYAD’dan birçok ödülle döndü. Duygu Asena’nın “Aslında Özgürsün” kitabını 2018 yılında tiyatro oyunu olarak, 2022 yılında da GAIN’e dijital dizi olarak adapte edip yapımını gerçekleştirdi.
-
Bu haftaki konuğumuz senarist, yönetmen ve yazar Can Evrenol. Türkiye’de cesaretle fark yaratan işler üreten çok üretken birisi. Çocuk yaşlardan beri ilgisi olan her şeyi bugün mesleği haline getirmesi çok ilham verici. Yaşadığı tüm olumlu ya da olumsuz deneyimlere aynı mesafeden yaklaşan ve yılmadan üretmeye devam eden birisi. Can Evrenol ve Zeynep Atakan, günümüzde film üretiminin ve izleyiciye ulaştırma süreçlerini, son 15 yıl içerisinde değişen dünya, hız çağı, film sektöründeki gelişmeler, dönüşümler ve izleme alışkanlıkları üzerinden konuşuyorlar.
Can Evrenol kimdir?
Can Evrenol, İstanbul doğumlu. Üsküdar Amerikan Lisesi'nde okudu. Canterbury'deki Kent Üniversitesi'nde "Sanat Tarihi" ve "Film Studies" bölümlerinden çift diploma ile mezun oldu. Ardından Los Angeles’ta 8 haftalık NYFA film yapımı atölyesine katıldı ve burada ilk kısa filmini, Sulhi Dölek'in kısa hikayesinden uyarladığı, "Vidalar"ı çekti.
2010 yılında, ödüllü kısa filmi ''Anneme ve Babama'' ile seçildiği Uluslararası Sitges Film Festivali'nde, yolları Reha Erdem ve Ömer Atay kesişti. Atlantik Film'in davetiyle İstanbul'a dönerek reklam yönetmenliğine başladı. Reklamda tanıştığı ekipler ve kazandığı tecrübe ile bağımsız grindhouse tarzı sinema filmleri yapmaya başladı.
İlk uzun metraj filmi olan "Baskın" (2015), Toronto Uluslararası Film Festivali'nin ''MidnightMadness'' seçkisinde dünya galasını yaptı, Fantastic Fest'te ''En İyi Yeni Yönetmen Ödülü''nükazandı ve 40'tan fazla ülkeye satılarak ufak bir kült hayran kitlesine sahip oldu. Sonrasında sinemaya İtalyan korku sinemasına bir aşk mektubu niteliğindeki "Housewife" (2017), post-apocalyptic çocuk macera filmi "Peri / Girl With No Mouth" (2019) ve "The Field Guide ToEvil" (2018) filmindeki "Haunted by Al Karisi The Childbirth Djinn" bölümü ile devam etti.
2018'de, Türkiye'de çekilen ilk orjinal Netflix dizisi; The Protector / Hakan Muhafız'ın kurucu yönetmeni seçildi. 2020'de, Merve Göntem ile yazıp tasarladıkları, tamamı iPhone ile çekilen, dogma estetiğindeki mini dizi ''Çıplak''ı çekti. Ruhani ve fantastik öğelerle örülü bir 2. sezon, Çıplak II adıyla yayınlandı.
2022'de, genç bir kadının kendi ezoterik aile tarikatı ile yüzleşmesini konu alan "Mehtap", ve spiritüel bir bilimkurgu hikayesi olan "Omega Vatan" adında iki kısa romanı, AltıkırkbeşYayınevi'nden çıktı. 2024 yılında ise kısa hikayeler kitabı "Annemi Öldürdüğüm Hikayeler" Ithaki çatısı altında basıldı.
2024 senesinde, yapımcılığı Inter Medya tarafından üstlenilen, psiko-cinsel unsurları dövüş sanatlarıyla birleştirdiği, aşırı şiddet içeren bir intikam filmi, "Saýara"yı, çekti.
-
Bu haftaki konuğumuz Hande Türkel. 29 Kasım’da vizyona girecek olan Barda filminin yönetmeni. Kendisi çok uzun zamandır sektörde çalışıyor, üretiyor ve hiç yılmadan yeni ve heyecanlı projeler tasarlıyor. Hande Türkel ve Zeynep Atakan, bu bölümde reklam, dizi ve sinema üzerine konuşuyorlar. Disiplinler arası geçişlerin aslında
Yararlı olduğunu, ön yargıların değişmesi gerektiğini ve sektörde kadın olmak üzerine çok özel bir sohbet gerçekleştiriyorlar. Ayrıca Barda filminin yapım süreci, yönetmen ve yapımcı uyumu üzerine konuşuyorlar. Bu bölüm cesaret ve umut konusunda çok önemli bölümlerden bir tanesi olarak yerini alıyor.
HANDE TÜRKEL
Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Türkiye’nin önde gelen reklam filmi yönetmenlerinden birisidir. Ayrıca dizi ve sinema filmleri vardır.
Dizi
- Etkileyici 2021
- Ex Aşkım 2021
Film
- Akide – Kısa Film 2017
- Başka Türlü Aşk-2023
- Güneşi Söndürmem Gerek-2024
- Barda-2024
-
Ercan Kesal, pek çok şapkası olan çağımızın önemli ve iz bırakan simalarından. Edebiyat, senaryo, yönetmenlik, oyunculuk alanında başarılı işler yapan bir sinemacı. Kendi deyimiyle bir hikâye anlatıcısı… Zeynep Atakan ile birbirlerinin tarihçesinin iki tanığı olarak çok özel bir sohbet geliştirdiler. Aynı zamanda hekim olan Ercan Kesal’ın hayattan nasıl ilham aldığını, tesadüfleri, hayal kırıklıklarını, başarıları, mutlulukları, yaşanmışlıkları ve elbette ‘neden filmimi çekemiyorum?’ diyen herkesin ilgiyle izleyeceği/dinleyeceği yaşsız ve zamansız bir bölüm.
ERCAN KESAL
Avanos (Nevşehir) doğumlu olan Ercan KESAL, ilk ve orta öğrenimini Avanos’ta, lise öğrenimini Nevşehir’de tamamladı.1984 yılında Ege Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu.1984-90 yılları arasında Ankara’nın kasaba ve köylerinde hekimlik yaptı. 1990 yılında geldiği İstanbul’da özel sağlık sektöründe yer alarak; hastane, poliklinik ve tıp merkezleri kurdu. 2004-2006 yıllarında İTİCÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı Psikoloji dalında Master Eğitimini bitirdi. Yeditepe Üniversitesi Sosyal Antropoloji Doktora Eğitimini sürdürüyor.
Nuri Bilge Ceylan’ın “UZAK” filmindeki oyunculukla başlayan sinema serüveni, aynı yönetmenin “ÜÇ MAYMUN” ve “BİR ZAMANLAR ANADOLU’ DA” filmlerinde senarist ve oyuncu, “VAVİEN” “DERİN” (kısa), “SAÇ”, “KÜF”, “YOZGAT BLUES”, “SEN AYDINLATIRSIN GECEYİ”, “HÜKÜMET KADIN (1-2)” , “BEN O DEĞİLİM”, “YOL KENARI”, “PARANIN KOKUSU”, “BULANTI”, “KELEBEKLER”, “GÖRÜLMÜŞTÜR” gibi filmlerde oyuncu olarak devam etti. Oyuncu ve senarist olarak ulusal ve uluslararası birçok festivalde ödüller aldı.
İlk şiir ve yazıları, Tıp Fakültesi öğrencisi iken, İzmir’de çıkan “Dönem” dergisinde yayımlandı. Mecburi hizmet yıllarında “Son Reçete” dergisinde söyleşiler yaptı, yazılar yazdı. “Era Yayınlarının kurucularından oldu. “Şizofrengi”de yazdı. Radikal ve Birgün Gazetelerinde her Pazar düzenli olarak güncel hikayeler ve denemeler yayımladı.
“Peri Gazozu” isimli kitabı İletişim Yayınlarından 2013 Temmuz ayında, ‘’Evvel Zaman’’ isimli kitabı ise 2014 Mayıs ayında İthaki Yayınları tarafından yayımlandı. İletişim Yayınları’ndan 2015 yılında “Nasipse Adayız” isimli novellası yayınlandı. 2016 yılında Ayrıntı Yayınları’ndan “Zamanın İzinde” ve 2017 yılında İletişim Yayınları’ndan “Aslında” kitapları yayınlamıştır. Yine İletişim Yayınları’ndan” Kendi Işığında Yanan Adam, Tanıdığım Metin Erksan”, ve ”Hekimlik Sanatları” kitapları, Kronik Yayınları’ndan ”Cebimdeki Ekmek Kırıntıları” kitapları yayımlandı.
Sinema ve tiyatro oyuncusu Nazan Kesal’la evli ve Poyraz’ın babasıdır.
-
Gülizar Irmak, oyuncu, yazar, senarist ve proje tasarımcısı. Pek çok izlediğimiz projenin gizli kahramanı. Bu söyleşi, ‘hikâye geliştirme’, ‘tretman’,’proje tasarım’ ve senaryo yazmak üzerine çok yararlı bilgiler içeriyor. Ayrıca Gülizar Irmak ve Zeynep Atakan sektöre girmek isteyenlere ve senaryo yazmak isteyenlere faydalı olabilecek bilgiler paylaşıyorlar.
GÜLİZAR IRMAK
İzmir doğumludur. 1985 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi G.S.F. Tiyatro oyunculuk bölümünden mezun olmuştur. Aynı yıl, Devlet Tiyatro’larında sanatçı kadrosunda, oyuncu olarak çalışmaya başlamıştır. Ankara Devlet Tiyatrosu, Diyarbakır Devlet Tiyatrosu ve İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda oyuncu ve yönetmen olarak çeşitli oyunlarda görev almıştır.
Yazdığı ilk oyun, “Hoşhoş Mahallesinde Curcuna” adlı çocuk oyunudur. Bu oyunla 1990 yılında Çankaya Belediyesi’nden “Övgüye Değer” ödülünü almıştır. Devlet Tiyatrosu’nun Edebi Kurul’undan geçmiş, kendisinin yazmış olduğu iki çocuk oyunu bulunmaktadır.
Televizyon dizilerindeki oyunculuk kariyerine, 2010-2013 yılında, özgün öyküsü Coşkun Irmak’a ait olan “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisinde senaryo yazarlığı ile devam etmiştir. “Öyle Bir geçer Zaman Ki” dizisinin üç sezon “hikâye geliştirme ve tretmanlarını yazmıştır. Daha sonra, hikaye ve tasarımı kendisine ait olan, ve televizyonda yayınlanan “Bana Artık Hicran De” (2014), Çoban Yıldızı”(2017) ve Shtisel dizisinden uyarlanan “Ömer” (2023) dizisinin tasarım ve senaryolarını yazmıştır.
2024 yılında Eksik Parça yayınlarından çıkan “Engelli Koşu” (Bir Senaryo Hikayesi) adlı kitabı yayınlanmış, okuyucuyla buluşmuştur.
-
Gürcan Keltek,
Çağımız bağımsız sinemasının önemli yazar ve yönetmenlerinden birisi. Sinema eğitimi almaya başladığı yıllardaki kariyerinde pek çok değerli yönetmenle çalıştı ve yine klipler, kısa film ve çok sayıda ödüllü belgeseller yönetti. 2017 yılında yaptığı Meteorlar tüm dünyada büyük ilgi gördü dünyanın saygın festivallerinden ödüller kazandı. Yine ardından yaptığı kısa belgesel Gulyabani dünyada büyük ilgi gördü. Bu sohbet haziran ayında yapıldı. En son yaptığı kurmaca filmi ‘Yeni Şafak Solarken’ post prodüksiyon aşamasındaydı. Yeni Şafak Solarken dünya prömiyerini Locarno Film Festivalinde yaptı.
Ve’ Boccalino d’oro Film Critics Award Best Film’ ödülünü kazandı. Ardından Adana Altın Koza ’da ‘En iyi görüntü yönetmeni’ ve ‘En iyi müzik’ ödüllerini kazandı.
Gürcan Keltek ve Zeynep Atakan bu sohbette, sinema filmi yaparken tüm zorluklara karşı nasıl yol aldıklarını konuşuyorlar. Dinleyenler ve izleyenler için cesaret veren bölümlerden biri..
-
Bu haftaki konuğumuz Varol Yaşaroğlu. Animasyon ile ilgili harika işler yapan birisi. Pek çok öncü yaratıcı işin sahibi. Çocukluk yıllarından itibaren çizmeye olan tutkusunu hayatının merkezine koyan ve animasyon alanında değerli markalar yaratan Varol Yaşaroğlu, Zeynep Atakan ile bu sohbetin cesaret verici ve motivasyon yükseltici değeri çok yüksek… Özellikle animasyon alanına ilgi duyanlar için çok özel bir bölüm.
VAROL YAŞAROĞLU
1968 yılının Mart ayında İzmir'de doğdu.
İzmir Atatürk Lisesi’ni bitirdi. İ.T.Ü İnşaat Mühendisliği'nden 1989 yılında mezun oldu. İ.Ü. İktisat Fakültesi-Para Banka Bölümü'nde master yaptı.
“Bilişim dünyası ile mizah dünyasını birleştiren” kreatif uygulamaları ile özelikle TV, internet, mobil ortamlarında, yazılı ve görsel mecralar için projeler üreten Grafi2000 Prodüksiyon firmasının kurucusu.
Firması ile "Grafi2000.com - İnternet sitesi", "Koca Kafalar ile Baba Haber Bülteni - TV Programı", "Öyle Bir Geçer Zaman Ki - TV Dizisi, Fırıldak Ailesi", “Kral Şakir” “Süper 1 Takım”, “Çürük Ali ve Mikrop Necati” dizileri ile “Fırıldak Ailesi” ve “Kral Şakir” sinema filmleri gibi birçok projeye imza attı.
-
Müge Turalı ile Zeynep Atakan bu sohbeti 2024 yılının temmuz ayında gerçekleştirdiler. Sektörde pek çok kişi bilir ama bilmeyenler için belirtelim, onlar kız kardeş olmalarının yanı sıra farklı türlerde üretim yapan başarılı iki yapımcı. Çekim yapıldığı gün, programın formatı gereği sektörel konuları konuştular. Program kurgulandı ve yayın tarihi yani
10 Ekim 2024 Perşembe olarak belirlendi. Zeynep Atakan bunu görünce çok sevindi ve ablasını arayarak ‘şansa bak bizim program 10 Ekim’de yayınlanacak’ dedi. 10 Ekim’in anlamı annelerinin doğum günüydü. Hatta programı onun 92.yaşını kutlarken dinlemeyi/izlemeyi hayal ettiler. Ama 6 Ekim 2024 akşamı anneleri yaşama veda etti.
Bu nedenle Müge ve Zeynep annelerinin anısına yayınlıyor. Annelerinden her yaptıkları iş sonrası aldıkları o güzel enerjili telefonu artık alamayacaklar… Ama biliyorlar ki anneleri onları bu kez gökyüzünden mutlulukla izleyecek…
Program, bildiğiniz formatta. Ama bu kez iki kız kardeş ve iki meslektaş. Ve çok keyifli, bilgilendirici…
-
Yeni kuşağın başarılı yönetmenlerinden Ali Kemal Güven, lise yıllarından itibaren film çekmeye olan merakını, öğrenciliğinde Yıldız Kenter’in telefonunu arayıp rol teklif edişinden Amerika yıllarına, olumsuz cevaplara karşılık inandığı her şeyi bir şekilde gerçekleştirmesini ve en önemlisi şu dönemde film yapabilme konusundaki deneyimlerinin yer aldığı çok özel bir söyleşi gerçekleştiriyor.
ALİ KEMAL GÜVEN
1986 yılında İzmir'de doğdu. Long Island Üniversitesi, Medya Sanatları bölümünden mezun oldu. Oyunu, “Fatima’nın Erkekleri” İstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelendi. Kısa filmi, “Cahide Devekuşu’nun Açık Evliliği” BluTV’de yayınlandı. Duygu Asena'nın “Aslında Özgürsün” romanını Gain platformu için dizi olarak senaryolaştırıp, ilk sezonunu yönetti. Uzun metraj filmi, “Çilingir Sofrası”yla İstanbul Film Festivali’nden Jüri Özel Ödülü, Adana Altın Koza’dan Siyad En İyi Film Ödülü ve SİYAD’dan da Ahmet Uluçay Umut Ödülü kazandı.
-
Gizem, öne oyuncu kimliğini koyan birisi ama pek çok konuda farklı üretimler yapıyor.
Program tasarımları, sunuculuk, eğitmenlik ve sivil toplum alanında mesleki fayda yaratacak çalışmalara öncülük ediyor. Çok sürükleyici ve bilgi dolu bir sohbet gerçekleşiyor.
Gizem Erman Soysaldı kimdir?
İzmir’de doğdu.14 yaşında profesyonel olarak tiyatroya başladı.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye), Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi.
Şahika Tekand Studio Oyuncuları'nda oyunculuk eğitimi aldı.
Uluslararası tiyatro ve dans festivallerinde sahneye çıktı.
2011'de başladığı sinema kariyerinde ‘İstanbul Aku Datang, F Tipi Film, Sürgün, Fremdkörper, Güzelliğin Portresi’ gibi filmlerde rol aldı. ‘İçerdekiler’ filmi ile 25. Adana Film Festivali'nde 'Yardımcı Rolde En İyi Kadın Oyuncu', ardından 24. Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali’nde ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü kazandı. Aynı zamanda filmin ortak yapımcılarından biridir.
Televizyonda son olarak Yalancı dizisinde ana kadroda yer aldı.
2014-2016 yılları arasında 'Tel Dolap' programının, 2023-2024 sezonunda 'Yürüyerek Gel' programının yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlenmiştir.
Maltepe Üniversitesi'nde kamera önü oyunculuk dersi vermektedir.
Oyuncular Sendikası, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Iş Yerinde Taciz ve Mobbing ile Mücadele Grubu'nda çalışmalar yürütmektedir.
-
Doğu Demirkol
Doğu Demirkol ile oyunculuk, stand up, senaryo yazmak üzerine başlayan sohbette hayata dair pek çok konuda sohbet ediyoruz. Ahlat Ağacı filmine dair anekdotların bolca konuşulduğu, yaşamı, ailesi, gözlemleri, gelecekteki projeleri üzerine çok keyifli bir sohbet gerçekleşiyor.
-
Adı gibi birisi Harika… Hiç kolay olmadı onun içinde kariyer yolculuğu… Çok genç yaşta sette yönetmen asistanı olarak başlayan hikayesi, bir dolu ödül, üretim ile devam ediyor.
Oscar Akademisine Türkiye’den davet edilen ilk isimlerden biri olması, kast direktörlüğü mesleğine verdiği emekler düşünülünce şans değil. Kendi emekleriyle adım adım yürünmüş bir yol. Kast direktörlüğü konusunda yanlış bilinenler, ajans, menajer gibi kavramlarla karıştırılmaması için büyük çaba gösteriyor. Aynı zamanda yazar, aynı zamanda yönetmen ve adı gibi harika bir senaryo okuyucusu. İnandığı her şeye sonuna kadar destek veren, açık sözlü ve aşırı yardımsever birisi. Ama benim için en önemlisi, Harika çok değerli bir kalp, iyi yürek ve ne şanslıyım ki beni arkadaşım. Bu bölümü özellikle yönetmen, yapımcı ve oyuncular için öneriyorum.
-
Müge ile ilk karşılaşmamız 2008 idi. Acayip becerikli, donanımlı bir film insanı görmüştüm karşımda. Yıllar içinde çok güzel yapımlara imza attı. Film dünyasında yoktan var eden ve her yere yetişen bir yapımcı. Benim yeni kuşak yapımcılar arasında yolculuğunu ilham alarak izlediğim birisi. Başından sonuna kadar nefes nefese yaşanmış bir deneyimler dizimi. Türkiye’de yapımcılık kavramı konusunda tamamen aynı bakış açısında olduğum Müge’nin deneyimleri pek çok kişinin yoluna ışık tutacak. Hamileliğinde dokuzuncu ayın sonuna kadar çalışan, prensipleri ile menfaatleri arasında tercih yapması gerektiğinde prensiplerinden ödün vermeden masadan kalkabilecek cesarette birisi… Ayrıca bu bölümde Müge’de bana bir soru sordu. Bizim işimizin çok eğlenceli olduğunu düşünenler mutlaka dinlemeli…
-
Hayatın bizi karşılaştırmasına hep teşekkür ettiğim birisi… Tanışmamızın ardından çok hızlı üretmeye ve paylaşmaya başladı. Kendisi uzun yıllar kamera arkasında film ve tv dizilerinde emek verdi. Sonra kendi projelerini gerçekleştirdi. Bir filmi baştan sona her şeyi ile tasarlayıp yapabilen ve bunu yaparken sükunetini koruyan birisi… 2020 ‘den itibaren Free Fun, Bir Annenin Sonatı gibi sıra dışı, özgün kısa filmleri üretti. Ayrıca yeni kuşak yönetmenlere yaratıcı yapımcı olarak destek veriyor. Yazıyor, çiziyor ve üretiyor... Hiç ara vermeden üretmeye devam ediyor. Çok yaratıcı projeleri var, hepsinin hayata geçmesi için çalışıyor ve deneyimliyor. Kendisinin ilk uzun metrajlı filmini heyecanla bekliyorum.
Fehmi’nin yolculuğu, ilginç olduğu kadar heyecanlı detaylar ile dolu…
-
Bennu yetenekli, başarılı, çalışkan ve üretken bir oyuncu ama aynı zamanda benim çok sevgili arkadaşım. Ne mutlu ki, onunla çalışabilme fırsatım oldu. Zarafetine bir kez daha hayran kaldım. Onun için onunla ilk sezonda konuk etmek istedim… Çünkü bu hızla ilerleyen dünyada, mesleki adımların sonuç değil, süreç odaklı olması çok önemli.
Sahnede ve ekranda canlandırdığı karakterler o kadar gerçek ki, sanki o karakterler hep hayatımızda olan birileri gibi…
Onca ödül, başarı, üretkenliğe karşı hiç değişmeyen mütevazılık, vefa ve yardımseverlik onu en değerli kılan özellikleri. Bu bölümde Bennu’nun kendi kuşağımdan olması, pek çok anıyı ve uzun yıllar için sektörün dönüşümüne de kendi tarafımızdan bir hafıza oluşturduk. İyi dinlemeler…
-
Hani bazı insanlar vardır, ilk karşılaştığında aslında çok önceden tanışmışsın gibi gelir.
İlksen Başarır ile ilk karşılaşmamız, benim izleyici olduğum bir ödül töreninde, ödül almak için sahneye çıkması ile oldu. Gözlerinden ışık saçan, kararlı, heyecanlı, insana umut veren bir yönetmen. Ekibi ile iletişimi muhteşem. ‘Ben’ demiyor, ‘biz’ diyor… Çok etkilendim. Ardından tanıştık ve arkadaş olduk. Ben onun tüm çalışmalarını ilgiyle takip ettim. Sadece sinema alanında değil, tiyatro, sosyal sorumluluk, sanat yönetmenliği gibi birçok alanda çok üretken bir yönetmen… Sohbetimizde tüm bu konular ve son 15 yıldır Türkiye’de üretim yapma süreçlerini, değişen dünyayı her yönünü konuştuk.
-
Bu sohbeti gerçekleştirmeyi çok istedim. Kendisi ülkenin değerli avukatlarından ama aynı zamanda sıra dışı bir kariyer hikayesi var. Bir bakıyorsun bir duruşma salonunda, başka bir gün kendi yazıp yönettiği ve oynadığı oyunuyla dünya turnesinde. Sonra birden bir ortak yapım platformunda yapımcı olarak yer alıyor. Hollanda’da stand up kulübünde sahne alıyor ve aşırı ilgi görüyor… Bütün bunları bu genç yaşında yapmak hiç kolay değil.
İşte bütün bu yolculuğu, gelecekte yapacaklarını, her şeyi konuştuğumuz bir bölüm oldu. Kesinlikle ilham verici…
-
Mehmet Ada ile uzun bir tanışıklık dönemimiz var. Onun kariyerinin ilk dönemlerine şahitlik etmiş biri olarak her zaman başarılarıyla mutlu oldum. Hep çok bilgili, araştıran, kararlı ve hep çok donanımlıydı. Onun için şehir değiştirerek İstanbul’da kariyerini Yönetmenliğe geçiş gününü dün gibi hatırlıyorum. Ve ardından her seferinde daha ileriye giden başarılı işler… Kendisinin aynı zamanda çok farklı uzmanlık alanları ve girişimleri var. Pek çok konuyu konuştuğumuz ve bizim de keyif aldığımız bir sohbet oldu.
- Mostrar mais