Reproduzido
-
Asla harcayamayacağım kadar çok param, on binlerce kıyafetim, çeşit çeşit arabam, her yemekte önüme gelen sonsuz bir menü ve sınırsız zamanım olsa daha mı çok mutlu olurum? Hep daha fazlasının bizi daha mutlu edeceğine inanıyoruz ama acaba gerçekten öyle mi? Öyleyse Bolluk Paradoksuna göre seçenekler arttıkça neden delirmeye başlıyoruz? Reklamcılığa yeni başladığımda bir otobüs markası için tek gecede pop şarkısı yazma hikayemi ve hatta muhteşem pop şarkımın kendisini dinlemeye hazırsanız Merdiven Altı Terapi başlıyor.
-
Tükürdüğünü yalamak, sözünün eri olmak ve daha nice deyim bize ağzımızdan çıkan ilk karara sadık olmamız gerektiğini söylüyor. Peki insan kararını hiç değiştirmemeli midir? Bir konu hakkındaki ilk düşüncemiz en doğrusu mudur? Yoksa biraz daha düşündükçe kararlarımız değişebilir mi? Tüm bu soruların cevabını bu bölümde birlikte bulalım istedim. Cihangir’deki eski evime giren fareyi öldürme kararımla başlayıp Taksim İlkyardım Hastanesi’nin acil bölümünde devam eden ve akıl almaz bir sonla biten hikayemi dinlemeye hazırsanız Merdiven Altı Terapi başlıyor.
-
Hepimiz kendi ailemizin “biraz tuhaf” olduğunu düşünüyoruz ve bundan utanıyoruz. Herkesin ailesinin düzgün olduğuna ve bizimkinde bir tuhaflık olduğuna inanıyoruz. Oysa bütün aileler deli ama insanlar bunu sır gibi saklıyor. Daha doğrusu saklıyordu. Ben bu saçma kuralı yıkmaya verdim. O yüzden bu bölümde kendi ailemin ne kadar deli olduğunu sizlerle paylaşıyorum. Babamla birlikte ölü babaannemi arabanın arka koltuğunda Uşak’a götürme hikayemizi dinlemeye hazırsanız Merdiven Altı Terapi başlıyor.