Bölümler
-
2000 yıl önceye gideceğiz, güzel bir gece, biraz soğuk, bir ahıra gireceğiz. küçük bir mum yanıyor. ve Meryemle Yusufu görüyoruz. küçük bir bebek, gözleri neredeyse açılmamış, annesinin kucağında uyuyor. Küçücük elleri var. Biraz daha derine girelim, bu bebek, kralların kralı, barış prensi,
İşte kurtarıcımız, işte yeni doğmuş kralımız, işte İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!
İşte tüm evrenin kralı ama ne kadar mutevazi bir şekilde geliyor.
Bugün bu hikayeye bakacağız, Luka'nın tanıklığından gideceğiz ama başlamadan önce başka bir soru sormak istiyorum
Sizce Noel'in anlamı nedir? Noel baba ile ilgili değil yemek yemek ile ilgili değil, hediye vermek ile de ilgili değil. Tamamen İsa ve İsa'nın doğuşu ile ilgili. Tabii ki bir kutlama olduğu için bunlar önemli. Ama Noel'in en önemli mesajı, İsa'nın adını duyurmak.
İsa, en iyi yerde, en iyi şekilde, en iyi yere gelmedi. İsa en kötü şekilde en kötü yere geldi. Biz kötü olduğumuz için ve biz günahkar olduğumuz için bizi özgür kılmak için geldi.
Yarattığınız şeylerin size karşı çıktığını düşünün size isyan ettiğini düşünün ama siz sevginiz yüzünden bu kötü yere gelip en kötü en dehşet verici olayı yaşıyorsunuz.
Dolayısıyla enkarnasyon aracılığı ile İsa'nın kendisini hediye olarak sunması, ve ikinci gelişine tek kendi bedenini ve kanını yemek olarak sunması aslında noelin mesajı
O halde Kime ne hediye vereceğimden ziyade Tanrı'ya ne vereceğime odaklanmamız daha iyi.
Bu arada tabii ki, bir kutlama olduğu için diğer şeyler, önemsiz değersiz demiyorum ama Mesih'i ikinci plana atmamalıyız bu dönemde. Asıl odağımız o olmalı. Tıpkı bu ayetlerde Luka'nın yaptığı gibi
-
Bugün şuna bakacağız. İsa'yı her zaman kral olarak tanımlıyoruz. ve Bebekken bile bunun nasıl karşılandığını göreceğiz. Çünkü Tevrat ve diğer eski antlaşma kitaplarına baktığımızda, bir kralın gelişinden bahsediyor. Özellikle Davut'un soyundan ve krallığı sonsuza kadar sürecek tahtı sarsılmaz olacak bir kral.
İbrani halkı bu kralı çok uzun süre beklediler. Çünkü İsa'dan 500-600 yıl önce daha fazla kehanet gelmiyordu ve Yahudilerin, Roma egemenliği altında tek bekledikleri, tahtı sarsılmaz olan bir kraldı. Bu kral geldi ama Yahudiler, yani Tanrı'nın öz halkı dediğimiz kitle İsa'yı tanımadı, saygı göstermedi, hürmet etmedi hatta çarmıha gerdi. Ama bu tanrının planıydı. Aslında az önce "Tanrı'nın Öz Halkı" dedim İsrailliler için, çünkü bu KK'den geliyor. Ve Yeni Antlaşmaya baktığımızda, bu ifade aynısı yüzde yüz aynısı artık Hristiyanlar için kullanılıyor. Matta kitabının da önemli bir özelliği bu. Matta kitabı bize, müjdenin yalnızca Yahudilere değil tüm uluslara ait olduğunu gösteriyor. Son buyrukta da zaten bunu net bir şekilde görüyoruz. "Bütün Ulusları Öğrencilerim Olarak Yetiştirin" diyor İsa, ve Matta Kitabının başında bile, aslında diğer ulusların da müjdelenmesi ile ilgili şeyler görüyoruz.
-
Eksik bölüm mü var?
-
Günay varken, Hristiyan bir yaşam sürmek zordur. Bu bölüm bize "Müjdenin Işığında Yaşamaya Nasıl Çalışabiliriz?" sorusunun cevabını veriyor. Ayrıca Sun Zi'nin Savaş Sanatı kitabının savaş stratejileri ile ilgili ilk kitap olduğunu biliyor muydunuz? Aslında Kutsal Kitap bize bu stratejiyi daha önceden veriyor.
-
Efesliler 5:21-33 ayetleri arası şunu görebiliriz. Bir Hristiyan aile, saygı ve sevgi içerisinde yaşamalıdır. Evet, erkek, düzen açısından evin lideri olabilir ama adaletli, özgürlükleri kısıtlamayan, aksine her konuda karşı tarafı üstün gören bir şekilde severek bunu yapmalı.
Yani özet olarak, bir evlilik, Mesih'in, kilisesine olan sevgisini ve fedakarlığını göstermeli. ve bir aile, İsa Mesih'i yansıtmalı, hem evin içinde hem evin dışında toplulukta her zaman Mesih'i göstermeli.
Çünkü; Mesih, kendi hayatını kilisesi için sevgisi aracılığı ile verdi. Ve bizleri, ve kilisesini kutsallaştırdı. Bizler onun aracılığı ile onun müjdesi aracılığı ile kutsallaştık. O halde, yaptıklarımız da İsa'nın yaşamını, çevremizdeki tüm uluslara göstersin. Mesela, evimize bir misafir geldi. Belki bizim aile düzenimiz, o kişilerin Mesih'e, müjdeye gelmesine yardım edebilir.
Bu ayetler, hem evliler için, hem de ilerde evlenecek imanlılar için açık ve net olmalı...
-
Ses kalitesi için kusura bakmayın :)
Yeni bir hayata başladığınızı ne zaman fark edersiniz? Evlendiğinizde, üniversiteden mezun olduğunuzda, ilk kez çalışmaya başladığınızda. Muhtemelen kişiliğiniz değişebilir. Hayatınıza yeni şeyler eklenmiş olabilir ve bazı şeylerden vazgeçmiş olursunuz. Biz yeni bir hayata başladığımızı nasıl ve ne zaman fark ediyoruz?
İman ettiğimizde. İsa Mesih'i rab ve kurtarıcı olarak kabul ettiğimizde her şey değişiyor. Efesliler kitabının başlarında da gördüğümüz gibi, bizler günahlarımız yüzünden ölüydük. Pavlus, bu bölümlerde bir beden analojisi kullandığı için ben de bir beden benzetmesi yapmak ve açıklamak istiyorum ve az önce dediğime bir ekleme daha yapmak istiyorum (Zaten KK'de bunu belirtiyor). Biz günahlarımız yüzünden suçluyduk. ve Mahkumduk ve cezaevindeydik. Fakat şimdi o cezaevinden çıktık.
Böylece Mesih İsa'ya ait olanlara artık hiçbir mahkûmiyet yoktur. (Romalılar 8:1)
Evet İman ettik ve artık Mesih İsa'ya ait olduk bu yüzden şimdi mahkum değiliz. Ama bir problem var!
Cezaevinden çıkan bir insanın üzerinde ne vardır? Cezaevi kıyafetleri. O kişi aklanmış olsa dahi üzerinde cezaevi kıyafetleri olduğu için herkes o insanı nasıl görecek. Bir suçlu gibi.
-
Maalesef bazı Hristiyan grup, organizasyon ve kiliselere baktığımızda iki müjdeye inandıklarını görüyoruz. Her ne kadar bunlar ağır sözler olsa da, bazı gruplar Yahudilerin, vaadedilmiş toprakları alması gerektiğini bunun Mesih'in müjdesinin gerçekleşmesi için zorunluluk olduğunu düşünüyor. Fakat ben iki müjdeye değil tek bir müjdeye inanıyorum. Muhtemelen siz de aynı müjdeye inanıyorsunuzdur. Mesih'in müjdesi!
Bu hafta Matta 10 bölümünü çalışıyordum. Orada şunu görüyoruz. İsa öğrencilerini İsrail'in kayıp koyunlarını bulmaya ve göklerin egemenliği ilan etmeye gönderiyor. İlk başta hayatımda bu bölümü okuduğumda. Nasıl ya demiştim. İsa, sadece İsrail halkı için mi geldi. Daha sonrasında öğrendim ki Mesih'in müjdesinin en önemli eylemi İsa'nın ölümü ve dirilişi. Biz Matta 10'u okuduğumuzda öğrencilerin İsrail halkını müjdelemeye gittiklerini görüyoruz fakat sonra 28. bölümdeki büyük buyruk hem bize hem de öğrencilere şunu açıklıyor. Şimdi uluslara gidin ve onlara göklerin egemenliğini anlatın.
O halde tek bir müjdeye inanıyoruz. Mesih öldü, ölümle ölümü yendi ve dirildi. İsa bizi şöyle çağırıyor. Ben yaşadığım için siz de yaşayacaksınız. (Yuhanna 14:19)
-
Zaten aslında problem çok basit; günahın bedeli ölüm diyoruz sürekli. Onlarca yüzlerce peygamber, kral geldi ama hepsi sonunda ne oldu öldü. İsa'dan sonra da birçok sahte peygamber, yanlış öğretilen saçan kişiler geldi ama hepsi öldü. O zaman soru şu. Zaten problemin kendisi ölümken, ve herkes ölüyorsa bizim ölümden nasıl kurtaracaklar ki? O yüzden Mesih ölerek ama ölümü de dirilişi ile yenerek, bize bizi ölümden kurtarabilecek tek kişi olduğunu bütün zamanın ve tarihinin ötesinde gösteriyor.
Tanrının sonsuz zenginliği yani lütfunu geçmiş çağlarda da görüyoruz gelecekte çağlarda da
Kurtuluşun iman ve lütufla bağlantısı var. Yaratılış 15'de İbrahim'in hikayesine baktığımızda ne görüyoruz. 6. ayet bize diyor ki İbrahim iman etti ve İbrahim'in imanı doğruluk olarak sayıldı.
Aslında Tarı'nın gelecek çağda vereceği armağanı görüyoruz. İbrahim'in soyundan bir kurtarıcı gelecekti. Bu kurtarıcı kim?
Yeni antlaşmanın ilk sayfasını açıyoruz ne diyor?
Meryem bir oğul doğuracak. Adını İsa[a] koyacaksın. Çünkü halkını günahlarından O kurtaracak.”
Ve İbrahim'e verilen vaat neydi? tüm ulusların soyundan çıkacak kurtarıcı ile kutsanması.
Zaten bir sonraki bölümde de aslında nasıl Tanrı'nın halkı arasında bir fark olmadığını tüm ulusların İsa ile kurtuluşa sahip olduklarını ve Tanrı'nın armağanının asırlar önceden bildirilip yerine geldiğini göreceğiz.
-
Daniel kitabındaki bütün uluslar çok büyük çok başarılı işler yaptılar ama hepsi silinip gittiler. sadece Tanrı'nın krallığı var. 12'e geçmeden önce bir toparlamak istedim. Daniel'i okuduğumuzda ilk 6 bölüm daha çok Daniel başından geçenleri 7'den sonra krallıklar hakkında peygamberlikler gördük. Ama her seferinde Tanrı zafer kazandı.
Daniel 12'de bir diriliş doktrini görüyoruz: Mezmurlarda, Yeremyada, 1 Selanikliler gibi mektuplarda, toprağın mezar; uykunun ölüm anlamına geldiğini görüyoruz.
-
1) En zor anlarımızda sürekli, sabırla ve ısrarla dua etmeliyiz. Bazen tanrımızın dualarımızı duymadığını düşünüyoruz ya da duam neden gerçekleşmiyor. Tanrı yüzünü benden gizledi mi bana sırtını mı döndü diye sorabiliriz. Cevap hayır, Tanrı, her zaman bizi duyuyor ama biz 21 gün boyunca kazmaya devam edecek miyiz?
2) Çok zor konular için yas tutabiliriz. Her şeyden uzak durup kendimizi sadece tanrıya adamalıyız. Tanrı neden bunu bana yaşatıyor diye söylenmemeliyiz. Çünkü Rab kırık kalpleri iyileştirir ve bütün yaraları sarar. “Ne mutlu yas tutanlara, çünkü onlar teselli edilecek.
Çünkü Rab İsa, ben her zaman seninle birlikteyim diyor.
-
Daniel'in 70 haftalık duası! Kutsal Kitap ile Daha Çok Vakit Geçirmeliyiz
(Eğer anlamazsak, dua etmeliyiz): Daniel gibi çok yoğun bile olsak, Kutsal Kitap'a vakit ayırmalıyız. ve Dua etmeliyiz. Ve bazen anlamadığımız konular için dua etmeliyiz.
Örneğin; Yuhanna kitabında çok net bir şekilde şunu görüyoruz. İsa'nın dediklerini genelde yanlış anlıyorlar ya da anlamıyorlar. Öğrenciler bile.
Örneğin İsa tapınağı tekrar 3 gün içinde kuracağım dediğinde hem öğrenciler hem de yahudi halkı "fiziksel" olarak düşündüler
Ya da İsa, Nikodemus ile konuştuğunda, tekrardan doğmak olayını anlamadığı için "Sen, İsrail'in öğretmenisin sen bile anlamıyorsun" şeklinde konuştu.
Yani Kutsal Yazılara baktığımız zaman gerçekten anlamakta zorluk çektiğimiz konular olabilir. Bazen Hristiyan teolojisini de yanlış anlayabiliriz ama bunun için dua etmeliyiz.
-
Bu bölümde dünya üzerindeki bütün krallıklar hayvanlar ve yeryüzünde yaşayan varlıklarla betimleniyor.
Bunlar çok büyük fetihler yapsa da toprakları çok olsa da bunların egemenlikleri geçicidir. Çünkü insan diğer canlılara egemen olarak yaratılmıştır.
İşte bu yüzden 5. Krallık insanoğlu ile betimleniyor. Yani insanoğlunun krallığı dünyadaki tüm krallıklara imparatorluklara yönetimlere ve hükümranlıklara egemendir.
Peki bu insanoğlu kimdir? Zaten hepimiz biliyoruz ama bunu kanıtlayalım.
-
Gururlu, bencil ve kibirli bir kralın kalbi nasıl değişiyor ve nasıl alçakgönüllü bir insana dönüşüyor. Nebukadnessar'ın yeni kişiliğinden ve karakterinden ne öğrenebiliriz. İsa Mesih nasıl alçakgönüllü bir insandı ve O'nu nasıl örnek alabiliriz?
-
Daniel ve arkadaşlarının başları tehlikededir. Fakat, onların Tanrı'ya yakarışları ve "yaşayan" tanrıya dua etmeleri canlarını kurtardı. Daniel hangi tanrıya övgülerini sundu ve biz başımıza gelen tehlikelerle nasıl başa çıkmalıyız?
-
***Yüksek Ses Kalitesi*** Daniel peygamber bu bölümde iki kere deneniyor fakat inancını hiç kaybetmiyor ve Tanrı, ona; bilgelik, hikmet ve yüksek rütbeler veriyor. Biz de Daniel gibi deneniyorsak, Tanrı bizi nasıl bereketliyor?
-
Elçi Pavlus 14. bölümün genelinde bir "et" benzetmesi yapıyor. Muhtemelen Yahudi olanların "koşer" olan eti tercih etmeleri ve diğer kardeşlerini yargılaması üzerinde duruyor olabilir. Ama biz şunu biliyoruz. "Et yiyen de, yemeyen de yargılanmak için Tanrı'nın tahtı önüne gelecektir" o yüzden biz birbirimizi yargılamayalım.
-
Genelde akşam ezanı ile birlikte hava karardığı için akşam eve, akşam yemeğine gidersiniz. Eğer akşam ezanı geçmiş ve kardeşiniz hala eve gelmemişse ne yaparsınız? Muhtemelen çıkar onu ararsınız ve artık gece olmuştur her yer karanlıktır ve mahallede sokaklarda tehlikeler vardır fakat siz yine de kardeşinizi ararsınız her şeyi göze alarak. Peki şimdi neden karanlıkta kalan kardeşinizi aramaya ve bulmaya çıkmıyorsunuz?
-
Anladım ki her şeyin sorumlusu insan! Yaratılış 3. Bölümde Tanrı'nın insanları Aden bahçesinden attığını görüyoruz. Yaratılış 4. bölümde de de henüz bir sayfa sonra, kan dökülmesi hatta bir kardeşin başka bir kardeşi öldürmesine şahit oluyoruz.
- Daha fazla göster