Bölümler
-
O, sadece adıyla anıldığında bile tanınan bir "rock star"; Teoman. Bugüne kadar sıkı çalıştı, pek çoğunun sözü ve müziği kendisine ait, birçok hit şarkı çıkardı. Film de yaptı, kendisi filmlerde de rol aldı, otobiyografik bir kitap da yazdı. Son senelerde her şeyini kendi tasarladığı özel projeler yapıyor, medyada az görünüyor, sıkılıyor, sıkılmaktan kaçıyor, yeni bir kitap daha yazıyor. Ve çok güzel konuşuyor!
Okuyor, düşünüyor, izliyor, değerlendiriyor belki az ama öz konuşuyor.
Etkileyici, sık sık güldüren hatta kahkahalar attıran, çok samimi bir söyleşi dinlemek istiyorsanız Teoman Yakupoğlu'na kulak verin.
-
Bu bölümde konuğum tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, aynı zamanda tiyatroda yönetmenlik de yapmış bir isim Nazan Kesal. Kesal ile “Yaralarım Aşktandır” adıyla sahneye konan tek kişilik oyunundan, dolayısıyla İranlı kadın yazar, şair Füruğ Ferruhzad’dan açtık sözü… Kadınlar, özgürlük, mücadele, var olma tutkusu, ölüm ve yaşam iştahından, varlık ve yokluklardan devam ettik. Nasıl iyi oyuncu, bu toplumda nasıl birlikte daha iyi olunur bunları da konuştuk…
-
Eksik bölüm mü var?
-
Zeki bir adam Metin Akpınar, yaşama karşı iştahlı… Disiplinli, meraklı, yetenekli, çalışkan, girişken, dinamik. Hem sahnede hem günlük hayatta iyi bir dinleyici. İyi oyuncu, iyi gözlemci, iyi yönetici, zamanlamada iyi. Ve sorumluluk sahibi.
Peki böyle biri olmak kolay mı?
Kolay olmasa gerek. Yine de bir arayışa çıktık…
Metin Akpınar ile ünlü yemek sofralarına olmasa da podcast masasına oturduk “iyi ki Yapmışım” adlı belgeselinin, hakkında yazılan “Sahneye Adanmış Bir Ömür”ün ötesinde bir sohbet yapmaya çalıştık. İnsanın düşünce yapısından girdik oyunculuktan çıktık; ülke halini de masaya yatırdık. Dinleyiniz…
-
Konuğum Bülent Ortaçgil. Mis gibi, yağ gibi akan bir bölüm...
O kadar samimi ki Ortaçgil. O kadar kendini tanımış ki; belli ki çok tartmış, ne istediğini ne istemediğini çok erken zamanlarda bulmuş, bedellerini ödemiş... Kesin ve keskin sözlerden sakınıyor, dinlemekten yana; açık... Deniz gibi devinimli, nehir gibi akan, akıntılarda yıkanan, yenilenen, durulaşan bir müzik insanı...
Bülent Ortaçgil ile son albümü 50.5'tan açtık sözü; yeni şarkılarından da bahsettik bugüne kadar gün yüzü görmemiş eski kayıtlarından da...
Geçmişten bahsettik biraz; ailesi, dostları, Maarif Koleji, ilk sözler, 'özenmeler', Türkiye'ye farklı bakış, müzikte kalma-müzisyen olarak var olma çabası ve daha pek çok konu...
Sonra bugüne geldik; neler yapıyor, nelere önem veriyor... Samimiyet, kendin olmak, dinlediği yeni nesil gruplar, otomobilde müzik dinleyememesi, Bozburun-İstanbul ve daha pek çok mevzuu.
Müzisyen olun olmayın, müzikle ilginiz olsun ya da olmasın mutlaka dinleyin. Müzikle ilginiz varsa zaten dinleyin...
-
Bu bölümde konuğum turizmci, profesyonel rehber Faruk Pekin.
Ben "Turizmci" desem de, Türkiye'de binlerce insan onu Fest Travel ya da Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı'yla tanısa da Faruk Bey'in hayatının yarısı bambaşka uğraşlarla geçmiş. Bir yaşa kadar eğitimci, gazeteci ve sendikacı olarak geçmiş...
Hepsine azar azar değindik ama sonuçta en çok turizmi konuştuk.
İyi bir turist rehberi ya da gezgin nasıl olmalı? Türkiye ve dünyada en ilginç gezi rotaları nereler? Turizm-tüketme ilişkisinden girdik Kapadokya'nın öneminden çıktık; Adım Adım İstanbul turlarından da bahsettik turlardaki kadın sayısının çokluğundan ya da fıkraların öneminden de... Hızlı düşünen ve çok farklı konulara atlayan keyifli bir bölüm sizleri bekliyor.
-
Konuğum, -sanılandan da- çok genç yaşında yazdığı "Sevgili Arsız Ölüm"ün başarısıyla edebiyat dünyasını allak bullak eden, sonraki her kitabında da bu başarısını sürdüren bir yazar, Latife Tekin.
Sohbeti, Tekin'in son kitabı Zamansız'dan konuşarak açtık, ardından onun Nasıl Olunur'unun peşinde, geçmişe de biraz baktık.
Kayseri'de başlayan çocukluk, erken yaşta göç, 1960'ların Beşiktaş'ı, bambaşka bir hayat, baba dili, anne sezgisi, çok genç yaşta içine girilen politik hareket, yoksulluk, yeni bir dil yaratmak, erken gelen şöhret, Mehmet Fuat etkisi, sınıfsal haset, Bodrum, doğaya ilgi, Ormanda Ölüm Yokmuş'tan Aşk İşaretleri'ne, Berci Kristin Çöp Masalları'ndan Unutma Bahçesi'ne eski kitaplar... Yetti mi yetmez... Tabii ki Gümüşlük Akademi, yeni bir dil yaratmak, yapılmayana göz dikmek, hayata kapılarak yaşamak, çocukluğumuzu ve özlediğimiz ülkeyi geri almak...
Yeni yayımlanan kitabı "Zamansız" için İstanbul'da olan Latife Tekin'le, Storytel stüdyosunda buluştuk, zamansız bir söyleşi yaptık.
-
Bu bölümde konuğum çevirmen, editör ve yazar Tuncay Birkan. Ayrıntı ve Metis yayınlarında uzun yıllar editörlük yapan, çevirileriyle Slavoj Žižek'ten Richard Sennett'e pek çok yazarın eserini Türkçe'ye kazandıran Birkan, aynı zamanda çevirmenler Meslek Birliği ÇEVBİR’in kurucularından ve ilk başkanı.
Ama onu konuk etmek istememin özel bir nedeni daha var ki, o da Tuncay Birkan'ın, Refik Halid Karay, Vâlâ Nurettin, Adnan Adıvar, Sermet Muhtar Alus, Ahmet Ağaoğlu, Süleyman Velioğlu gibi yazarların gazetelerde kalmış, unutulmuş yazı ve fikirlerini bugüne taşıması, hatırlatması, yeni kaynak yaratırken bizi şaşırtarak yeni keşiflere çıkarması... Birkan ile çevirmenlikten editörlüğe, araştırmacılıktan önsöz ve arka kapak yazılarına pek çok konudan söz açtık... Bitişi de bugünlerde iyi gelecek bir "birlikte nasıl daha iyi yaşarız"la yaptık...
-
Konumuz deniz, denizlerimiz, deniz canlıları... Konuğum deniz biyoloğu, belgeselci, yazar ve sualtı fotoğrafçısı Mert Gökalp.
Gökalp ile denizlerimizdeki canlıları, onları tehdit eden unsurları ve nasıl daha iyi olabileceğini konuştuk. Bir zamanlar yakın denizlerimizde balıkçılık nasıldı, tarihten bugüne İstanbul'un deniz zenginliği ve artık olmayan deniz canlıları, örnek alınabilecek ülkeler. Nasıl deniz biyoloğu olunur, su altında 'alaylı' bir belgeselci olmanın avantajları nelerdir? Dalyanlar, voliciler, biraz da lüfer... Hepsi bu bölümde.
-
Serinin daha ilk bölümünde "Nasıl iyi konuşmacı olunur?" sorusunu masaya yatırmıştık. Bu bölümde, soruyu bir başka açıdan değerlendirecek biriyle birlikteyim. Konuğum bir konuşma ajansının, Speaker Agency'nin kurucu ortağı Esin Aydemir Kasa.
Esin ile bir konuşma ajansının neler yaptığını, nasıl ulaşabileceğimizi, son 10-15 yılda sektörün nereden nereye geldiğini, birini temsil etmenin ya da doğru eşlikçi olmanın zorluklarını, dünyada ve Türkiye'de yeni ve popüler konuşma konularını, ilgi çeken kavramları, kadınların sektördeki yerini ve daha pek çok konuyu konuştuk...
-
Bizler "zengin toprakların fakir insanları olmayı hakketmiyoruz". İşte bu nedenle geçmişte ve bugün tarımda neler olduğunu, hataları ve çözüm yollarını konuşmak, anlamak bir ihtiyaçtı. Bu bölümde konuğum bir gazeteci, nam-ı diğer tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım.
Yıldırım ile tarımda üretici konumdan tüketici konuma gelme sürecimizi, sorunları ve çözüm önerilerini, GDO'lu ürünlerden hibrit tohumlara pek çok konuyu konuştuk. Benim için bir ders gibiydi sizin için de öyle olacağından eminim. Tarım bitti mi? Tohum bitti mi? Hâlâ umut varsa niye var? Hangi ürünlerde iyiyiz, hangi ürünlerde durumumuz sallantıda? Bu ekonomik krizden tarımdaki hangi fırsatlar kullanılarak çıkılabilir. Hobi bahçeleri alanlar, şehirden köye göçenler nelere dikkat ederek arazi satın almalı. Ve daha pek çok konu. Çok öğretici bir bölüm daha sizleri bekliyor.
-
Şahane bir konuk; hayata, hayatı dolu dolu yaşamaya, su gibi akmaya dair bir dolu ayrıntı...
Bu bölümde konuğum tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu Hatice Aslan.
Aslan ile Sivas'ta dokuz kardeşle başlayan hayatından Ankara ve İstanbul'a uzanan günlerine, konservatuvara girişinin ilginç hikâyesinden erken evlenmeye, merak etmeye, kadın olmaya, canlı olmaya, meraklı ve iştahlı olmaya dair pek çok konu konuştuk. Bol gülümsemeli, bol kahkahalı, sanat dolu öğretici bir yayın sizi bekliyor...
-
Arkeolog, eğitimci, yazar ve şair; Troya antik kenti kazı başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan bu bölümdeki konuğum.
Prof. Dr. Aslan ile Homeros ve onun dünyaya kattıklarından açtık sözü ve tabii Troya'yı konuştuk. Troya Savaşı, Toraya Antik Kenti, 'o at', Troya Müzesi, mitoloji, edebiyat, arkeoloji; çok güzel bir bölüm daha sizleri bekliyor.
-
Bu bölümde konuğum Hacettepe Tıp Fakültesi dekanlığı da yapmış bir cerrah, Prof. Dr. İskender Sayek. İskender Bey, önemli bir doktor, bir cerrah olmasının yanı sıra geleceğin doktorları ve onların eğitimleri üzerine de çok kafa yoran, bu konuda çalışan biri. Eğitim için ABD'de geçirdiği 5 yılı çıkarırsak 42 yılını Hacettepe Tıp Fakültesi'nde geçiren Sayek ile dünün ve bugünün doktorluğunu konuştuk. Doktor olmak kolay mı? Nasıl iyi doktor olunur? Doktorların yurtdışında çalışmayı istemelerinin nedenleri neler? Her yıl Hatay'ın Arsuz ilçesinde düzenlenen Füsun Sayek Anma Etkinlikleri'ni de konuştuğumuz bu bölümü kaçırmayın...
-
Bu bölümde konuğum televizyon yapımcısı, avukat ve Youtube yayıncısı Armağan Çağlayan.
Çağlayan ile hukuktan sosyolojiye okuduğu okulları, hırslarını, kasabada yetişmenin ona kattıklarını, eski dönem televizyon, yeni dönem YouTube yayıncılığını, merak ettiklerini, onu sıkan konuları, 'star' yaratmanın ve onunla ilişkinin yollarını, daha pek çok konuyu konuştuk.
Ve... Bir kez daha emin oldum ki; açık konuşan, rahat konuk her daim güzel...
-
Konuğum Power FM Genel Yayın Yönetmeni, müzik direktörü, radyo ve podcast yayıncısı Burçin Acer.
90'lı yıllarda ilk özel televizyon ve radyoların hayatımıza girmesiyle sektöre adım atan Acer, Türkiye radyoculuk dünyasının 'hafıza' isimlerinden biri... Onunla sadece onun yaşamına dair bir kayıt tutmadık; bir nevi kısaltılmış sesli radyoculuk tarihi kaydettik. 90'lı yılların müzisyen ve bazı efsane mekânları, radyo ve radyocuları, bugünün 'sesli dünyası'; "Nasıl radyocu olunur?" sorusuna doyurucu yanıt da cabası. Kıymetli bölüm daha sizleri bekliyor.
-
Bu bölümde konumuz ses; konuğum ise ses araştırmacısı, kendi kullandığı deyimle ‘ses dokuyucusu’ Oğuz Öner.
Oğuz Öner ile ses tasarımcılığını da konuştuk ‘önlenebilir seslere karşı duyarlılık’ gösteren mizofoniden mustarip insanlardan da… Örgütlü sesler, politize sesler, ses silahları, tedavi eden ya da alışveriş etmemizi etkileyen sesler, Türk Sanat Müziği’nde ruha dokunan makamlar; sesin kullanıldığı alanlar. Şehir planlamasında ses kullanımından gürültü dediğimiz şeye; akustik ekolojiden ‘asmr’a; emlak sitelerinde ‘evin ses notu da olsa’ fikrinden ses yürüyüşlerine ‘sesli düşündüğümüz’ bir yayın sizleri bekliyor.
-
Yine zihin açıcı bir konuşma; çok düşünen, düşünmeye sevk eden bir konuk... Bu bölümde konuğum yazar Ayfer Tunç.
35 yıldır öykü, roman, deneme ve senaryo yazan Ayfer Tunç ile onun yazınını oluşturan şartlardan başladık konuşmaya... Edebi metin ve senaryo yazımını, atmosfer yaratmayı, okuma ve soyutlamanın önemini, edebiyatta, yayıncılık ve toplumda kadın-erkek olmayı, dünyanın Türk yazardan beklentilerini ve daha pek çok konuyu masaya yatırdık. Hem Tunç'u daha fazla tanıyacağınız hem de çok şey öğrenebileceğiniz, güzel ipuçları ve sorgulamalarla dolu, leziz bir söyleşi sizleri bekliyor.
-
Nasıl Olunur'un bu bölümünde konuğum, sokakları ve sokak müziğini en iyi anlatabilecek isimlerden biri, müzisyen Sedat Anar.
Anar, Urfa'da doğmuş; Halfeti’nin Arğıl köyündeki pek çok kişi gibi çobanlıktan nasibini almış. Üniversitede tarih okuyarak hayatını değiştirmeyi planlarken yıllarca Ankara'da sokak müzisyenliği yapmış, arada okulu bırakmış, kitaplar yazıp albümler yapmış biri o. Türkiye’de sokak müziği kültürünü de masaya yatırdığımız bu bölümü kaçırmayın.
-
Bu bölümde konuğum çevirmen, yazar, gazeteci ve radyo programcısı Sevin Okyay.
O, hayatı boyunca okumayı, yazmayı, çeviri yapmayı, etrafına merakla bakmayı, çevresinden aile yaratmayı sevmiş ve iyi bilmiş biri. İşlerini neredeyse 'üzerine para verecek kadar' seven, neyse ki Harry Potter çevirileri ile çevirmenlik anlamında kaderi bir nebze olsun değişen, hep çok çalışan, kıymetli biri Sevin Okyay. Yüzlerce kişinin 'Sevin Ablası'yla, İstanbulluluktan cazdan, sinemadan, polisiyeden, Osmanlıcadan, çeviri yapmaktan ve daha pek çok konudan söz açtık...
-
Beyin, beyin geliştiriciler, zihin, yaşam, yeni yaşam matematiği, felsefe, matematik, eğitim, gençler, yurtdışına gitmek ya da kalmak ve daha pek çok konu...
Bu bölümde konuğum beyin cerrahı Prof. Dr. Türker Kılıç. O, Hacettepe, Marmara ve Harvard Üniversiteleri'nde eğitim almış, yurtdışında pek çok önemli üniversitede ders vermiş, bir ilacın bulunuşunda önemli bir rol oynamış, önce Avrupa, ardından Dünya Bilim ve Sanat Akademisi'ne seçilmiş bol ödüllü biri... Eğitim ve araştırma çalışmalarını sürdürdüğü Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin kurucu dekanı. Yılda 300'ün üzerinde de beyin ameliyatı yapıyor.
Peki Türker Kılıç ile neler konuştuk?
* Beyin nasıl zihin üretir?
* En önemli beyin değiştiriciler kimler?
* Dünya vatandaşı bir bilim insanı nasıl olunur?
* Dünya vatandaşı bir bilim insanı olarak Türkiye'de kalmanın artıları ve eksileri
Üniversiteli gençlerin zihin profilinin son yıllardaki değişimi.
* Fikir coğrafyası ve akademik alandaki sığlığın tehlikeleri
* İnsan, yaşamı boyunca kaç kez yaratıcılık için tam yoğunlaşma sağlar? Bu nasıl iyi kullanılır?
Beyni geliştirmenin üç ana anahtarı nelerdir?
* Beyin gelişmesi için en önemli aktiviteler nelerdir?
* Beyin yedekleme mümkün mü?
* Tüm dünyadan 110 bilim insanıyla birlikte yer aldığı bir çalışmanın sonuçları ışığında beyin-bağlantısallık ve yeni yaşam felsefesi.
- Daha fazla göster