Episodi
-
Ekonomist Atilla Yeşilada, yükselen enflasyonun Türkiye'yi döviz darboğazına sürüklediğini, ekonomi politikalarının değişmemesi halinde ülkeyi ciddi bir 'döviz krizinin' beklediğini söyledi.
-
Ekonomist Atilla Yeşilada, ekonominin 'V' şeklinde toparlanması hayallerinin temmuz ayında suya düşeceğini, TCMB'nin sürekli bastığı paranın da önce borsa ve konutta, sonra da dövizde balon olacağını söyledi.
-
Episodi mancanti?
-
Ekonomist Atilla Yeşilada, FÖŞ podcastinde bu kez batık kredilerin Türkiye ekonomisinin başına bela olacağını belirtti.
-
Hafta başında Rekabet Kurulu oto üreticileri ve leasing şirketlerini basarak ”fahiş fiyat” denetimi yaptı. Daha önce de EPDK akaryakıt bayilerine baskın yaparak kar marjlarını düşürmüştü.
Bunlar tekil örnekler değil, hükümetin tüm organlarıyla, fahiş fiyatları önlemek kisvesi altında özel sektöre müdahale ettiğini görüyoruz. Bunların iki amacı var. İlkin, enflasyonu gözdağıyla düşürmek. İkincisi, hükümetin halka dağıtamadığı mali desteği özel sektörden vatandaşa zorunlu kaynak transferi ile sağlamak.
Velakin, özel sektöre böylesine hoyratça müdahale üretim yapma iştahını öldürür ve girişimcilerin kayıt dışı ekonomiye kaymasını teşvik eder. Vatandaşa da fayda etmez. Nedenlerini bu yayında anlatıyorum. -
FÖŞ'te ekonomist Atilla Yeşilada, ekonomide yazın başlamadan bittiğini belirtti. Ekonomiye bu yıl yaz gelmesinin çok zor olduğunu ifade eden Yeşilada, "Bu sene ekonomiye yaz gelmesi çok zor" dedi.
-
Ekonomist Atilla Yeşilada, bu haftaki 'FÖŞ' podcastinde, cari açık, sermaye kaçışını ve bu durumun döviz kuruna etkisini ele aldı.
Yeşilada, "Türkiye'de nisan ve kısmen mayısta ekonomiyi mahveden, çöküntü noktasına getiren ikinci bir dalga yaşayabiliriz. Bu da cari açık ve döviz üzerindeki baskıyı artırır" yorumunu yaptı. -
Ekonomist Atilla Yeşilada krizde olan Türkiye ekonomisinin güncel durumunu masaya yatırdı, siyasi gerginliğin ekonomik buhranı derinleştireceğine dikkat çekti.
-
"ABD’de bir zenci vatandaşın hunharca katli ardından başlayan gösteriler artık isyana döndü diyorum. Olayın bu yönü zaten TL’lerde enine boyuna tartışılıyor. Benim işim ekonomi ve siyasi tahmin yapmak. İsyanların Kasım başkanlık seçimlerine kadar sürerek, zaten yolda olan Covid-19 ikinci dalgasını tetikleme olasılığı yüksek. ABD ekonomisi Temmuz-Ağustos’tan itibaren yılın ikinci daralmasını yaşayabilir. Bu durumda, tüm dünyada daralma ve işsizlik yükselecek. 'Bu konu bizi ilgilendirmez' demeyin. Global borsalarda çöküş, Türkiye gibi dış krediye bağımlı bir ekonominin de bahtını köreltir. Daha önemlisi, Trump ve Başkanımız Erdoğan dost. Ya, Joe Biden seçilirse ne olacak?"
-
Atilla Yeşilada, FÖŞ'te iktidarın ekonomisi politikası için, "Bu ekonomi politikası değil, hoşaf" ifadesini kullandı.
Yeşilada, "Hükümet erken seçimden kaçınmak için tüm umudunu yaz aylarında ekonomik canlanmaya bağladı. Bu amaçla her gün birbiri ardına güya ekonomiyi hızlandıracak tedbirler alınıyor. Mesela, bazı Covid-19 kısıtlamaları erken gevşetiliyor. Kamu bankaları ucuz faizle tüketici kredisi vermeye başladı. Esnafa-tüccara fahiş fiyat soruşturması açılarak güya enflasyon baskılanıyor" ifadelerini kullandı ve ekledi:
"Türkiye’den döviz çıkışını engellemek için bir diz katakulli yapılıyor. Bu tedbirlerin tutarlılığı yok, uzun vadeli bir kalkınma amacını da gütmüyorlar. Birinin yaptığını öteki bozuyor. Sektörlerden gelen haberler, yazın ekonominin toparlanmayacağını şimdiden söylüyor bize. Tutarlı, uzak erimli ve güvenilir bir ekonomi politikası olmadan da büyümeye geçmek imkansız. Türkiye, büyük bir fırsatı bireysel kapris ve tercihlerle belirlenen bu bol acılı hoşaf yüzünden kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya." -
Dünya ekonomi tarihine not düşecek iki önemli olayın arifesindeyiz. Bunlardan ilki ABD-Çin ilişkilerindeki gerginliğin nereye varacağı?
Trump, bugün Çin’e bir yaptırım uygulamasa dahi önümüzdeki günlerde ABD-Çin hatta Çin ile Batı medeniyeti arasındaki ilişkilerin son derece gerileceğini, bunun da dünya ekonomisindeki toparlanmayı güçleştireceğini, özellikle dünya piyasalarında çalkantılara neden olacağını anlatacağım.
İkincisi Avrupa Birliği (AB) çok derin resesyonda. 2020 yılının sonuna kadar bu durgunluktan çıkması beklenmiyor. Bu oyunu değiştirecek birçok plan var. Bunlardan biri Macron ve Merkel’in teklif ettiği 550 milyar euroluk hibe paketi. Bundan güney üyeleri yararlanacak. Başta İtalya ve İspanya olmak üzere. AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen 1,85 trilyon euro boyutunda çok daha büyük bir paket teklif etti. Bu, 2021-2022 döneminde yürürlüğe girecek yedi yıllık AB, yani euro bölgesi bütçesi çerçevesinde harcanacak. Burada AB’nin yeşil ekonomiye dönmesi, sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi, tedarik zincirlerinin yeniden kurulması için çeşitli üyelere yardımlar verilecek. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği Avrupa ekonomisinin kaderi için çok önemli olacak. Bütün bunların Türkiye için önemi olmadığını zannetmeyin. Birinci finansal ikincisi reel ekonomi yoluyla Türkiye’yi çok yakından ilgilendirecek. -
Ekonomist Atilla Yeşilada Türkiye ekonomisini değerlendirdi.
-
Ekonominin duayen isimlerinden Atilla Yeşilada, 'FÖŞ' podcastleriyle AhvalPod'da son durum analizi yapıyor ve gidişata dair öngörülerde bulunuyor.
-
Ekonomist Atilla Yeşilada, kredilerle ilgili FÖŞ podcastinde, "Herkese kredi veriyorlar da bunlar nasıl ödenecek" sorusuna yanıt aradı.
-
Atilla Yeşilada, ekonomide son durum analizi yapıyor.
-
Ekonomist Atilla Yeşilada, ekonomiyi değerlendiriyor...
-
Ekonomist Atilla Yeşilada dövizdeki durumu değerlendirdi.
-
Bu Ramazan toplum tarihi bir sınav verecek. Önce, salgını anlatayım. Resmi vaka sayısında azalma hükümeti yasak ve kıstılamaları kaldırma hususunda cesaretlendirdi
Fakat bu oldukça riskli bir strateji. Başarılı olması için Ramazan boyunca sosyal mesafeye sıkı sıkıya riayet edilmesi gerecek. Bu da yetmez. İkincisi, Gelişmekte Olan Ülkelerde Fed afyonunun etkisi geçerken, global ekonominin kolay normale dönmeyeceği de ortaya çıkıyor.
Bizim ekonomiyi “hizmete açmak” ne denli yarar sağlayacak, tartışmalıyız. Üçüncüsü, döviz kuru çok yoğun baskı altında. TCMB ve hükümetin bir kur şokunu önlemek için acil tedbir alması şart. Ankara doğru önlemleri alacak mı, emin değilim. -
Ekonomist Atilla Yeşilada güncel gelişmeleri değerlendiriyor.
-
Ekonomist Atilla Yeşilada, Türkiye ekonomisini değerlendiriyor...
-
Devlet kurumları hafta sonu da çalışınca, bize de yorumlamak düştü. TCMB açık piyasa işlemleri yoluyla bankalara daha fazla borç verip, bilançosunda daha fazla devlet tahvili tutabilecek. Halk deyişiyle, para basacak. BDDK ise yeni bir formül icat edip, bankaları kredi vermeye ve devlet tahvili almaya “teşvik ediyor”.
Bunları almayana da para cezası. Özetle, TCMB para basacak, bankalar da şirket ve vatandaşlara kredi verecekler, ekonomi toparlanacak. Ama evde yapılan bu kaba hesap çarşıda tutmaz. Basılan para dövize kaçar. Bankalar da her formülün etrafından dolanacak bir yol bulur.
Ek olarak BDDK genelgesinin döviz mevduat faizlerini düşürmek gibi yan etkileri de olabilir. Bu tür tedbirler zaten hızla değer kaybeden TL’den kaçışı hızlandırabilir. Yeni bir kur şoku yiyebiliriz. - Mostra di più