Episodi
-
Kıymet verdiğimiz müzisyenlerin, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini Gözlerini Aç serisinde dinliyoruz.
Kimi zaman huzurla, kimi zaman hüzünle eşlik ettiğimiz şarkıların ardında, gerçekte kimler var? Galata’da tarihi bir binada, bir süreliğine zamanı durduran bir sohbetle, bu sorulara cevaplar bulmaya çalışıyoruz.
Bu bölümde Hayko Cepkin konuğumuz. O gözlerini kapatıyor, o gözlerini açıyor. Dinleyeceğiniz Kurtuluş'ta evde müziğin hiç eksik olmadığı kalabalık bir aileyle başlayan, kilise korolarında şekillenen, barlarda çalışılan günlerle olgunlaşan, yolculuk deneyimleriyle biçimlenen bir sanatçının hikayesi. Şimdi Hayko Cepkin’ı sadece mumların aydınlattığı karanlık bir odada on beş dakikalığına yalnız bırakıyoruz. Çocukluğuna dair hatırladığı ilk anısına götürüyoruz. -
Kıymet verdiğimiz müzisyenlerin, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini Gözlerini Aç serisinde dinliyoruz.
Kimi zaman huzurla, kimi zaman hüzünle eşlik ettiğimiz şarkıların ardında, gerçekte kimler var? Galata’da tarihi bir binada, bir süreliğine zamanı durduran bir sohbetle, bu sorulara cevaplar bulmaya çalışıyoruz.
Bu bölümde Nilipek’le birlikte yola çıkıyoruz. O gözlerini kapatıyor, o gözlerini açıyor. Dinleyeceğiniz, bir apartman dairesinde başlayan, müzikle içi içe büyüyen bir çocuğun hikayesi. İzmir'deki mutlu çocukluk ile başlayarak Boğaziçi ile devam ediyoruz, İstanbul'un ardından da Berlin'de kurduğu yeni hayatına ulaşıyoruz. -
Episodi mancanti?
-
Kıymet verdiğimiz müzisyenlerin, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini Gözlerini Aç serisinde dinliyoruz.
Kimi zaman huzurla, kimi zaman hüzünle eşlik ettiğimiz şarkıların ardında, gerçekte kimler var? Galata’da tarihi bir binada, bir süreliğine zamanı durduran bir sohbetle, bu sorulara cevaplar bulmaya çalışıyoruz.
Bu bölümde Ceza’yla birlikte yola çıkıyoruz. O gözlerini kapatıyor, o gözlerini açıyor. Dinleyeceğiniz, 1970’lerde Üsküdar’da başlayan, zorluklarla olduğu kadar mutlulukla da büyüyen bir insanın hikayesi.
Ceza çocukluk günlerinden, annesi ve babasıyla kurduğu sevgi dolu ilişkiden, öğrencilikte yaşadıklarından, bisikletiyle gezdiği sokaklardan, Akmar pasajında öğrendiklerinden, yazdığı ilk şarkılardan, Kadıköy’de stüdyoya girdiği ilk günlerden, sahneye çıktığında hissettiklerinden, yayınladığı albümlerinden, Türkiye’de rap müziğin popüler hale geldiğini o ilk günlerden, hayatından bahsediyor. -
Kıymet verdiğimiz müzisyenlerin, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini Gözlerini Aç serisinde dinliyoruz.
Kimi zaman huzurla, kimi zaman hüzünle eşlik ettiğimiz şarkıların ardında, gerçekte kimler var? Galata’da tarihi bir binada, bir süreliğine zamanı durduran bir sohbetle, bu sorulara cevaplar bulmaya çalışıyoruz.
Bu bölümde Göksel’le birlikte yola çıkıyoruz. O gözlerini kapatıyor, o gözlerini açıyor. Dinleyeceğiniz, Kadıköy’de başlayan İstanbul’un geri kalanında şekillen ve müziğin büyülü dünyasında büyüyen bir hayatın hikayesi.
Göksel İlk gençlik yıllarından, annesi be babasıyla geçirdiği günlerden, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilik döneminden, müzikle iç içe geçen kariyerinden ve hayatında derin izler bırakan duygusal yolculuklardan bahsediyor bizlere. Sezen Aksu’yla tanışmasını, Onno Tunç’un ona bıraktıklarını anlatıyor. Şarkılarında bazen melankolinin, bazen de umudun izlerini gördüğümüz Göksel, müziğin ona kattığı huzuru bizlerle paylaşıyor. -
İlham aldığımız müzisyenlerin, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini “Gözlerini Aç” podcast serisinde dinliyoruz.
Galata’da bir apartman dairesinde, bir süreliğine zamanı durduran sohbetlerle cevap arıyoruz: Kimi zaman keyif, kimi zaman hüzünle eşlik ettiğimiz şarkıların ardında kim var?
“Gözlerini Aç”ın bu bölümünde Gülinler’in elinden tutuyor, kendimizi Çanakkale’de bir panayırda kaybediyoruz; burada güneş yerinde, her şey yolunda. Takıntılı olmak bir yana, takıntılıyım demenin kötü bir şey olmadığını çocuk Gülin’in boynundan sarkan sayısız kolyeden anlıyoruz.
Misafir gelmedikçe girilmeyen bir salondaki dans gösterileri sergileyen dansöz olmak isterken bir devlet okulunun tiyatro salonunda büyülenen bir çocuk Gülin.
Ankaralı mektup arkadaşlarıyla, çoğaltılıp takas edilen apartman kapısı anahtarlarıyla, bir çocuk parkı yapılsın diye yazılan dilekçelere, kulislerde sahnelerde geçen bir hayat Gülinler’inki. -
İlham aldığımız müzisyenlerin, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini “Gözlerini Aç” podcast serisinde dinliyoruz.
Galata’da tarihi bir binada, bir süreliğine zamanı durduran sohbetlerle cevap arıyoruz: Kimi zaman huzurla, kimi zaman hüzünle eşlik ettiğimiz şarkıların ardında kimler var?
“Gözlerini Aç”ın üçüncü bölümünde rotamızı Mor ve Ötesi’nin efsanevi vokali Harun Tekin çiziyor. 90’ların başında Ada Müzik stüdyolarında başlayan macera, bugün stad konserlerinden senfoni orkestralarına kadar uzanan yorumlar, besteler ve işbirlikleriyle hayranlarına kavuşuyor.
Babasıyla her gün 15 dakika boyunca klasik müzik kasetleri dinleme seanslarını dört gözle bekleyen bir çocuk, konuşkan olduğu kadar çalışkan bir ilkokul öğrencisi, futbol ve müzik ekseninde dönen bir gençlik... Bir adım uzaklaşıp büyük resme baktığımızda, yeni girişimlere “Benim de mi yapmam lazım acaba?” sorusunun ilham verdiği bir hayat.
Müzik serüveni, babasının hediye ettiği ve günümüzde akıbeti bilinmeyen bir gitarla başlıyor. Arabaların İstiklal’e vedasına tanıklık eden, Beyoğlu’nu avucunun içi gibi bilen genç bir müzisyen; sekiz günde sekiz şarkı kaydedip, ilk kasetini Unkapanı’nda eline alıyor. Harun Tekin kollarını, bir şeylerin değerini bilmeye ihtiyaç duyduğumuz bir dünyaya açıyor. -
İlham aldığımız müzisyenlerin, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini Alper Bahçekapılı ile “Gözlerini Aç” podcast serisinde sizlerle paylaşıyor.
İlham aldığımız müzisyenlerin, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini “Gözlerini Aç” podcast serisinde dinliyoruz.
Galata’da bir apartman dairesinde, bir süreliğine zamanı durduran sohbetlerle cevap arıyoruz: Kimi zaman keyif, kimi zaman hüzünle eşlik ettiğimiz şarkıların ardında kim var?
Gözlerini Aç”ın bu bölümünde yol arkadaşımız Sena Gül, nam-ı diğer Paptircem. Onu meşhur “hurdacı” videosunun üzerine çaldığı piyano ile tanıdık Fakat kendi besteleri ve içten sesiyle hayatlarımıza hızlı bir giriş yaptı. Paptircem, gülerek arkadaşımıza attığımız videolardan çıktı, vapur yolculuklarımıza eşlik eden şarkılara dönüştü. Şimdi ise çocuklukta kurduğu hayallerin, geleceğin gerçeklerine dönüşmesine tanık oluyoruz. Babasının oyuncakçı dükkanında geçirdiği saatlerin, yanlışlıkla konservatuvara kaydolmasının, dedesinin kayığıyla açıldığı denizin, kendi şarkılarını söylemek için adım attığı sahnelerin, âşık ve sarhoş olduğu günlerin, bir çocuğun kendisini bulmasının hikâyeleri bunlar. -
İlham aldığımız müzisyenlerin, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini “Gözlerini Aç” podcast serisinde dinliyoruz.
Galata’da bir apartman dairesinde, bir süreliğine zamanı durduran sohbetlerle cevaplar arıyoruz: Kimi zaman keyif, kimi zaman hüzünle eşlik ettiğimiz şarkıların ardında kim var?
“Gözlerini Aç”ın bu bölümünde Koray Candemir var.
Koray Candemir’i vokalisti olduğu Kargo’yla 1990’larda tanıdık. Şark vokalleriyle değil karimasıyla da bir nesli peşinden sürükledi. Grubun kuruluşu 93 yılına uzansa da Koray ilk kez 96’da Kargo’nun bir parçası. Fakat bu Koray için hikâyenin ne sonu ne de başlangıcı.
Kadınların çekip çevirdiği sevgi dolu bir ailede, hırslı ve çalışkan bir mühendis babanın modifiye ettiği Hüdaverdi bisikletiyle büyüyor Koray. Bu becerikli babanın tasarladığı gitar taşıma çantası bir müzik yarışması sırasında kanunla karıştırılıyor.
İlkokul arkadaşlarının anımsattığı beslenme çantasındaki muzlu sütü, yurt dışına çıkan babasından metal gruplarının plaklarını isteyen ağabeyine imrenmesi, klip çekimine hazırlanırken aşırıya kaçan makyajıyla, bu Koray Candemir’in hikâyesi. -
İlham aldığımız müzisyenlerin, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini “Gözlerini Aç” podcast serisinde dinliyoruz.
Galata’da bir apartman dairesinde, bir süreliğine zamanı durduran sohbetlerle cevaplar arıyoruz: Kimi zaman keyif, kimi zaman hüzünle eşlik ettiğimiz şarkıların ardında kim var?
“Gözlerini Aç”ın ikinci bölümünde “özgür kız” Nil Karaibrahimgil var. Müzikle büyüyen bu genç kız, sözlerini yazıp seslendirdiği “Ben Özgürüm” şarkısıyla üne kavuştu. Dilimize dolanan reklamlardan bağıra bağıra eşlik ettiğimiz şarkılara, karmaşık hislerimize kendi diliyle tercüman oldu. Ankara’dan İstanbul’a gelmesiyle değişiyor Nil’in hayatı. Bir insan yeni bir şehre nasıl alışabilir? Değişimin getirdiği yalnızlık ve hüzünden sıyrılıp yeniden “ev”de hissetmek mümkün mü? Gitar, bir enstrüman olduğu kadar, bir arkadaş, hatta bir günlük... Bu, önüne gelen her şeyden bir şarkı bestelemeyi başaran Nil’in hikayesi. -
İlham aldığımız müzisyenler, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini “Gözlerini Aç” podcast serisinde Alper Bahçekapılı ile paylaşıyor.
Gözlerini Aç'ın ilk bölümünde Kalben gözlerini açıyor. Annesiyle hikayesinden Edremit, İzmir ve Ankara gibi Türkiye'nin bir çok farklı yerine yayılan yolculuğuna bizi ortak ediyor. -
Galata’da bir apartman dairesinde, bir süreliğine zamanı durduran sohbetlerle cevap arıyoruz: Kimi zaman keyif, kimi zaman hüzünle eşlik ettiğimiz şarkıların ardında kim var? İlham aldığımız müzisyenler, hatırladıkları ilk andan bugüne yaşam hikâyelerini “Gözlerini Aç” podcast serisinde Alper Bahçekapılı ile paylaşıyor. Müzisyenlerle birlikte kendimizi farklı şehirlerde buluyor, mahalle arkadaşlarıyla tanışıyor, okul sıralarına dönüyor, ilk enstrümanı elimize alıyoruz.