Folgen
-
Anormal Şartlar Altında’nın bu bölümünde Can Öz ve Harun Tekin kazanmak kavramına odaklanıyor ve bu kavramla kurduğumuz ilişkiye spor ve politika gibi alanlardan örneklerle yeniden bakıyorlar.
-
Pandemide başlayan “Anormal Şartlar Altında'nın ikinci sezonu yavaş yavaş sona doğru yaklaşıyor. Bu bölümde Can Öz ve Harun Tekin mutsuzluk üzerine konuşuyorlar. Siz de zaman zaman mutsuzluktan ölmek üzere gibi hissediyorsanız, bu bölüm size iyi gelebilir.
-
Fehlende Folgen?
-
Hayatın insanlar tarafından değiştirilebilen bir şey olduğu fikrinin önemini, ülkemizdeki hürriyet fikrinin tarihçesini ve gelgitlerini, Serkan Keskin’in muhteşem Tanpınar yorumunu ve eskiden başbakanlık civarında kırılan bir yazar kasayı içeren akıcı bir sohbetle serinin 16. bölümü karşınızda.
-
Dünyada yalnız mıyız? Almanlar bizi kıskanabilir mi? Eurovision şarkı yarışması niye önemli? Can ve Harun bu bölümde dünyanın geri kalanıyla ilişkimizi masaya yatırıyorlar.
-
Öfkeli akış tek yol mu? Elon Musk bir konuda haklı olabilir mi? Tartışmanın etimolojik kökeni bize ne söylüyor? Kamusal tartışmaların kalitesini artırmamız mümkün mü?
Can Öz ve Harun Tekin bu bölümde tartışma kültürümüzün hayatımız üstündeki etkilerini ele alıyorlar.
-
Serinin yeni bölümünde Can Öz ve Harun Tekin, anlama arzusundan anlatma sözcüğünün kökenine, anlaşma imkanlarımızdan yurttaş dayanışmasına uzanan 15 dakikalık bir akışla karşınızda.
-
İkinci sezonun ilk bölümü, cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken yeni bir biz duygusuna ihtiyaç duyduğumuz kabulünden hareket ediyor. Can Öz ve Harun Tekin bu bölümde kamusal olana, ortak olana, "bizim" olana dair düşüncelerini paylaşıyor.
-
Bu kısa giriş bölümünde Can Öz ve Harun Tekin, yaklaşık üç yıllık bir aranın ardından Anormal Şartlar Altında’nın ikinci sezonuna neden şimdi başladıklarını anlatıyor.
-
Can Öz ve Harun Tekin seriye deneyimli radyocu, yönetici ve podcast yapımcısı Burçin Acer’le birlikte kaydettikleri bir özel bölümle veda ediyorlar. Bölüme konuk, dinleyici ve moderatör olarak katılan Acer, serinin önceki bölümlerini dinlerken aldığı notları ve aklına takılanları paylaşıyor; Öz ve Tekin de bu final bölümünde önceki dokuz bölüme belli bir mesafeden bakıyor. Bu bir veda mıdır, sezon finali midir bilinmez. Dinlediğiniz için teşekkürler! / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç
-
Yabancı kim? Düşmanlık ne? Yabancı ne? Düşmanlık kime? Ne zaman başlamış? Her toplumda var mı? İnsan, kendine mi yabancı? Kendisi, insana mı düşman? Hepsi siyasetçiler yüzünden mi? Can Öz ve Harun Tekin, serinin sondan bir önceki ve baş başa sohbet ettikleri son bölümünde bu ve benzeri sorular üzerinden yabancı düşmanlığı olgusuna göz atıyorlar. / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç
-
“Körü körüne bağlılık” anlamına gelen fanatizm, belki çoğumuz için sadece futbolda görünür olan ama sosyal medyadan siyasete her yeri zehirleyen bir kavram. Nerelerde var, bizi nasıl etkiliyor, coşkuyla fanatizmi nasıl ayırt ederiz, ne zararı var, kurtulmamız mı lazım? Can Öz ve Harun Tekin bu bölümde Bertrand Russell ve döner kebaptan da güç alarak fanatizmin izini sürüyorlar. / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç
-
Dış güçler. Dış mihraklar. Dev kertenkeleler. Çekemeyenler. Onlar. Bizim dışımızdakiler. Benden başka herkes. Can Öz ve Harun Tekin bu bölümde sorumluluğu üstlenmeyişimizin, “hakem yüzünden” kaybedilen puanların, suçu kendimizden başka her yerde arayıp bulmanın izini sürüyorlar. / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç
-
Türkiye’de milyonlarca öğrenci daha iyi bir eğitim umuduyla onyıllardır çoktan seçmeli sınav sorularıyla cebelleşiyor. “Test çözmek” denilen bu yöntem, en popüler sınav yöntemi olarak, başarıya ulaşmak için kullanılan bir araç biçiminde hayatımıza girdi. Fırsat eşitliğini destekleyen bir yanı da var. Ancak bu basit metodun, özellikle 1980 sonrası büyüyen tüm kuşakların bilgiyle, hayatla, birbirleriyle kurduğu ilişkiyi ne kadar etkilediği pek konuşulmadı. Bir sorunun tek doğru cevabı mı var? O cevap, aşağıda yazanlardan biri olmak zorunda mı? “Doğru” cevaba ortalama 20-30 saniye içerisinde ulaşmayı öğrenerek acaba neleri kaybediyoruz? Eğitim sistemimizde, öğrenmenin ve öğrenmeyi ölçmenin diğer yollarını merkeze alan radikal değişikliklerin zamanı gelmedi mi? Can Öz ve Harun Tekin, bu bölümde on milyonlarca yurttaşımızın hayatının birkaç yılına damga vuran “test çözme” fenomeninin düşünce hayatımıza etkilerini tartışmaya açıyorlar. / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç
-
Tutarlılık anlayışımız her zaman sağlıklı mı? Tutarlılık derken neyi kastediyoruz? Sanatta, bilimde ve gündelik hayatta bu kavram aynı şeyi mi ifade eder? Bilişsel çelişki nedir? Tutarlılık obsesyonu, bazen değişim korkusu ya da adaptasyon güçlüğünü gizliyor olabilir mi? Ön kabuller veya akıl yürütme yanlışsa, ortada tutarlılık diye bir şey olmayabilir mi? Descartes bu işe ne der? Huxley’e göre “en tutarlı insan” nasıl biridir? Can Öz ve Harun Tekin bu bölümde, başkalarından en çok bekleyip kendi dünyamızda bulmakta en çok zorlandığımız şeyin izini sürüyorlar. / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç
-
Dünya iyi durumda değil. Biz de pek iyi hissetmiyoruz. Bir sürü doğru karar almamız gerek. Doğru karar almak için sakin kalmak gerek. Sakin kalmamamız için her şey yapılıyor, biz de sakin kalmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Can Öz ve Harun Tekin, Anormal Şartlar Altında’nın dördüncü bölümünde muhakemenin, düşüncenin önünü tıkayan duygusallıklarımızı, refleks olarak ortaya çıkıp sonra bize geri adım attırmayan dürtüselliklerimizi masaya yatırıyor. / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç
-
Tarihin derinliklerinden ülkemizin tarihine form değiştire değiştire süren bir geleneksel spor: aydın düşmanlığı. Elitlerle elitizm aynı şey mi, aydın ne, bunları niye konuşuyoruz, bu düşmanlığın aldığı çeşitli biçimler neler, toplumun bu düşmanlıklar sonucu ödediği bedeller nedir? Düşmanlık sadece idare kaynaklı mıdır, biz birbirimizi çok seviyoruz da her şeyi devlet mi mahvediyor? “Entelektüeller gerekli mi?” Anormal Şartlar Altında, Dreyfus ile mücbir sebepleri birleştiren 85 dakikalık üçüncü bölümüyle karşınızda… / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç
-
Kavgalarımızın ne kadarı gerekli, ne kadarı olmasa da olurdu? Peki girmek zorunda olduğumuz kavgalar da yok mu? İfade edilemeyen öfke, özgür olmayan ifade, yersiz asabiyeti yüzyıllar içinde büyütmüş olabilir mi? Kaba kuvvetin ya da bağıranın kazanmasının sebebi hukuk eksikliği mi, yoksa tam tersi mi? Düşmanlaşmamayı becerebilecek miyiz? Anormal Şartlar Altında’nın ikinci bölümünde Can Öz ve Harun Tekin, “kavgacılık” konusunu ele alıyorlar. / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç
-
Tek faktörlü açıklamalar peşindeyiz. Bir şeyin sebebini ararken, en etkili sebebi bile değil çoğunlukla o tek sebebi arıyoruz. Karmaşık açıklamalar bizi rahatlatmıyor, hatta bazen öfkelendiriyor. Bunu değiştirmedikçe hakikatle aramızdaki mesafe de artıyor. İnsanlığın bilgi birikimi, karmaşık veri setlerini ve süreçleri olabildiğince basit anlatmanın da yollarını sunuyor, ama her şeyin de bir cümlelik bir açıklaması yok ve olmayacak. Can Öz ile Harun Tekin’in hazırlayıp sunduğu Anormal Şartlar Altında’nın ilk bölümünde, “karmaşıklık korkusu” üzerine konuşuyoruz. / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç
-
Anormal Şartlar Altında’nın sıfırıncı bölümünde, Can Öz ve Harun Tekin neden kayıt tuşuna basmaya karar verdiklerini anlatıyorlar. Toplumsal ve kültürel bazı “kötü alışkanlıklarımıza” değineceğimiz sekiz bölümlük serinin Karmaşıklık Korkusu konulu ilk bölümü ise, 12 Mayıs Salı akşamı yayında olacak. / Jenerik Tasarım: Harun Tekin, Jenerik Seslendirmen: Selma Ergeç